Çocuk için tedbir nafakası davası 31.03.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanma dosyasında, müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Müşterek çocuk lehine boşanma davasında hükmolunan tedbir nafakası, kararın kesinleşmesi ile sona ermiştir. Bu halde; müşterek çocuk lehine, boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren, boşanma davasında hükmedilen nafaka ile mükerrerlik oluşturmayacak şekilde tedbir nafakası talep edilebilir. Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanma davasında hüküm altına alınan tedbir nafakası da gözönünde bulundurularak, müşterek çocuk lehine hakkaniyete uygun bir miktarda nafakaya hükmolunması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucunda, yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Mahkemece kısa kararda ve kısa karara uygun olarak düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "dava tarihinden itibaren TMK 169. maddesi gereğince davacı asıl için 17/12/2014 tarihinde takdir ettiği 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra TMK 175. maddesi gereğince 300,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verildiği halde, kararın gerekçesinde "davalı kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmiştir. Çalıştığı tespit edildiği tarih itibari ile kaldırılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birbirine yakın olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir." denilerek kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır....
Davacı-davalı kadın lehine yoksulluk nafakası koşulları gerçekmeşmiş ise de; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemce Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Ne var ki bu husus ilk incelemede gözden kaçırılmış olup davacı-davalı kadının Dairemizin 23.11.2015 gün 2015/7927 esas, 2015/22100 sayılı yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekir şeklindeki bozma kararına karşı karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Davacı kadının, dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Aynı oturumda hazır bulunan davalı erkeğin bu isteğe açık muvafakati yoktur. Bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacı kadının yoksulluk nafakası talebi bu davada artık incelenemez. Bu durumda, yoksulluk nafakası talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.03.2016 (Perş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının yoksul olduğunu, kızı ...'in velayetinin kendisine verilmesini istediğini ileri sürerek çocuğun velayetinin değiştirilmesine, davacı için yoksulluk nafakasına, kızı için iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı yan, duruşmada ise 3.750.00 TL yoksulluk nafakası talep etmiş, velayetin değiştirilmesi talebinden ise vazgeçmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında nafaka ödemeyi kabul etmediklerini,davanın reddini istediklerini belirtmiştir....
halde mahkemece bu beyanın ıslah niteliğinde olduğu gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddi tazminata hükmolunmuştur....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 13/11/2014 NUMARASI : 2013/396-2014/806 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, müşterek çocuk lehine iştirak nafakası hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı kadın dava dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinde bulunmuş, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerini de bildirmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince davacı-davalı erkeğin davasının reddine, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, çocuklar için tedbir, iştirak nafakası ile davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, davalı-davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar, iştirak nafakası ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf edilmiştir....
Somut olayda mahkemece karar verilen tedbir nafakası miktarı yıllık toplam 4.800 TL olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, davalı-davacı kadın lehine yıllık 4200TL (aylık 350TL) tedbir nafakasına hükmedilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, erkeğin tedbir nafakası davasının kabulüne dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....