KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası aile mahkemesince re'sen hükmedilen nafakadır. Taraflarca açıklanan miktar sadece bir temenni niteliğindedir. Açıklama zorunluluğu da bulunmamaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocuk ana ve babasına karşı da korunur. Çocuk yetersiz iştirak nafakası isteyen ana ya da babasına karşı da korunur. Örneğin anlaşmalı boşanma davasında iştirak nafakası istemediğini açıklayan eşe kesin hükme rağmen ertesi gün açtığı davada pekala iştirak nafakası verilmektedir. İstek aşılamaz denilmemektedir. İştirak nafakası talebe bağlı olsa idi her boşanma davasında yoksulluk nafakası uygulamasında olduğu gibi miktarın açıklanması aranır idi. Oysa böyle bir uygulama Yargıtay tarihinde yapılmış değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Bağımsız Tedbir Nafakası-Yoksulluk Nafakası- Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının 25.03.2014 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde boşanma isteği bulunmayıp, kadın tarafından cevap ve karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat isteklerinde bulunulmuştur. Davalı-davacı kadının boşanmaya yönelik bir isteği olmadığına göre yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri nispi harca tabidir. Ne var ki dava değeri üzerinden nispi harç alınmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Acıpayam Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kocanın açtığı davada verilen boşanma ve fer'ilerine ilişkin karar taraflarca temyiz edilmiş, talep olmadığı halde davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, talep bulunmadığından yoksulluk nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken (boşanma kararının kesinleşmesi ile sona eren) tedbir nafakası hakkında talep bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması (HUMK m. 438/7) gerekmiştir....
Aile Mahkemesinde, boşanma davası ise bundan sonra İstanbul 11. Aile Mahkemesinde açıldığına göre, bağlantı sebebiyle birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkemeden istenebileceği ve birleştirmeye bu mahkemece karar verilebileceği nazara alınmadan, birleştirmeye karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bundan ayrı, ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır....
Davacı kadının, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası ile boşanma neden ile lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu yönü ile istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; yoksulluk nafakası yönünden 5 no'lu hüküm fıkrasının "karar kesinleşmesinden sonra aylık 250,00.TL yoksulluk nafakası olarak devamına", 6 no'lu hüküm fıkrasının "karar kesinleşmesinden sonra 200,00.TL iştirak nafakası olarak devamına", 7 no'lu hüküm fıkralarının tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılarak, 6100 sayılı HMK.'...
Davalı-karşı davacı erkek her iki dava ile fer'ileri yönünden 15.1.2016 tarihinde karar düzeltme isteğinde bulunmuş, davacı-karşı davalı kadın da 4.2.2016 tarihli dilekçesiyle yerel mahkemece lehine hükmedilmiş olan yoksulluk nafakası (TMK m. 175) ile maddi ve manevi tazminatlardan (TMK m. 174/1-2) feragat ettiğini bildirmiş, davalı-karşı davacı erkek de aynı tarihli dilekçesiyle hükmün boşanma yönünden kesinleştirilmesi talebiyle kadının davası ile verilen boşanma hükmü, kadın lehine verilen tedbir nafakası ve kendisinin reddedilen boşanma davası yönünden karar düzeltme isteğinden feragat ettiğini beyan etmiştir. 1-Davalı-karşı davacı erkeğin kadının davası ile verilen boşanma hükmü, kadın lehine verilen tedbir nafakası ile kendisinin reddedilen boşanma davası yönünden karar düzeltme isteğinden feragat etmiş olduğundan davalı-karşı davacı erkeğin bu yönlere ilişkin karar düzeltme isteklerinin reddine 2-Davacı-karşı davalı kadın erkek tarafın karar düzeltme isteği üzerine hüküm kesinleşmeden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davası ile kadın tarafından bağımsız "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından kusu belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve boşanma davası sebebiyle takdir edilen nafaka ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı (kadın)'ın boşanmaya bağlı ve onun fer'isi niteliğinde olmayan maddi tazminat talebinin, usulü sebeple reddedilmiş olup, bu nitelikteki ret kararının aleyhinde "kesin hüküm" oluşturmayacağına...
Mahkemenin 2016/1175 Esas ve 2018/855 Karar sayılı ilamı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığı, kadının ise eşini istemediği gerekçesi ile erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile iki boşanma davasının kabulüne, erkeğin tazminat talebinin reddine, kadın yararına 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, TMK'nın 174/1 maddesine göre 1.000,00 TL maddi, TMK'nın 174/2 maddesine göre 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, kadının ziynet eşyası talebini ispatlayamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, bu kararın taraflarca istinafı üzerine mahkememizde 15/11/2019 tarihinde 2019/2102- 1918 E-K sayılı ilamı ile iki davanın boşanma kısımları istinafa gelmediğinden hüküm diğer yönlerden kaldırılmıştır. Kaldırılan 19/12/2018 tarih, 2016/1175 esas, 2018/855 Karar sayılı ilamda iki boşanma davası kabul edilmiş olup, taraflar kararın boşanma kısımlarını istinaf etmediklerinden, iki davanın da kesinleşen boşanma kısımları hariç tutularak karar verilmiştir....
Davacı-davalı erkeğin temyizi üzerine hüküm Dairemizce erkeğin davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, kadının tedbir nafakası davası yönünden verilen hüküm onanmıştır. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, nafakalar hususunda mahkemenin bozma öncesi kararında hüküm verildiğinden bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının erkeğin boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde talep ettiği yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmanın fer'i niteliğindedir. Ancak başanma hükmüyle birlikte veya boşanma kararı verilip, boşanma hükmü kesinleştikten sonra bu konularda karar verilebilir. Mahkemece ilk kararda boşanma davası reddedilmiş, bu hüküm temyiz edilerek bozulmuştur. Dolayısıyla yoksulluk ve iştirak nafakası konusunda daha evvel verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır....
Mahkemece, davacı ile davalının anlaşmalı olarak boşandıkları ve anlaşma gereği davacının davalıdan yoksulluk nafakası talebinin olmadığı, bu nedenle boşanma ilamında talebin reddine karar verildiği, kararın kesinleştiğinden bahsedilerek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. Taraflar, Adana 6. Aile Mahkemesi'nin 29.12.2010 tarih, 2010/1172 E. – 1264 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma ilamı temyiz edilmeksizin 26.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma ilamı ile; velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk için aylık 200.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, davacının kendisi için nafaka isteminin reddine karar verilmiştir....