WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (...) tarafından, kusur belirlemesi, diğer taraf yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı (...) tarafından ise, kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı ve başlangıç tarihi ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı(nın) tüm, davalı-davacı (nın) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı, birleştirilen boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde, yoksulluk nafakası talep etmiş, miktarını daha sonra açıklayacağını...

    Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış olup davalı-karşı davacı kadın ise; 07.02.2018 tarihli karşı dava dilekçesi ile aynı maddeye dayalı boşanma davası açmıştır. İlk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, her iki davanın kabulüne, iki tarafın tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı kadının çeyiz alacağı talebinin kabulüne, davalı-karşı davacı kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, çeyiz alacağı davası, yargılama gideri yönünden istinaf edilmiştir....

      Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir. Davanın açılması 743 sayılı Yasada herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178.maddesinde ise 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.Somut olayda; tarafların ... 5.Aile Mahkemesinin 12.11.2008 tarihli kararı ile boşandıkları, boşanma kararının davacı tarafa 13.1.2009, davalı tarafa ise 30.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tedbir nafakası, maddi, manevi tazminat talebi yönünden temyiz edildiği dolayısıyla hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün 29.01.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Mahkemece; boşanma kararının 24.5.2010 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle zamanaşımı savunmasının reddine karar verilmiştir....

        Mahkemece, davacı için aylık 400.00 TL, müşterek çocuklar Batuhan ve Metehan için aylık 250,00 şer TL olmak üzere toplam 900,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk ve iştirak nafakası olarak toplam 900,00 TL nafakanın devamına karar verilmiştir. TMK.175 md. hükmüne göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir." Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin tedbir nafakasının devamını istemesi de yoksulluk nafakası istemi niteliğindedir. Yoksulluk nafakası davası, boşanmanın fer'i niteliğinde bir dava olduğundan, dava devam ettiği sürece her zaman istenebileceği gibi, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ayrı ve bağımsız bir dava olarak da açılabilir. Yoksulluk nafakası boşanma sırasında istenilmişse, boşanmaya karar verilen hükümde yoksulluk nafası da karar altına alınacaktır....

          İştirak nafakası için ise boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren herhangi bir süre mevcut olmayıp kesinleşmeden sonra her zaman dava açılması mümkündür. Mahkemesince davacının tedbir nafakası istemi ile ilgili olarak bir karar verilerek yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden boşanma kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne varki davacı vekili istinaf dilekçesinde yalnızca tedbir nafakasına hükmedilmemiş olmasını istinaf ettiğinden ve davacının yasal süresi içinde yoksulluk nafakası istemesinin mümkün olduğu, iştirak nafakasının ise karar kesinleştikten sonra her zaman isteyebileceği gözetilerek davacının tedbir nafakası istemi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek bekletici mesele yapılmaması hususunda yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....

          Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların, 20.11.2007 tarihli kararla boşandıklarını, kararın kesinleştiğini; ancak, nafaka ve tazminat talepleri yönünden davanın devam ettiğini; davacının, davalıdan daha az kusurlu bulunduğunu; ev kadını olup geliri bulunmadığından, aylık 300 TL yoksulluk nafakası bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; "Her ne kadar boşanma davasından sonra da yoksulluk nafakası istenebilir ise de bu ancak davanın reddini isteyen taraf için geçerli olacağı; karşı dava açarak boşanmayı isteyen ve bu davadan tedbir nafakası da talep eden davacının boşanma kararı verildikten sonra artık bu karara dayanarak yoksulluk nafakası isteyemeyeceği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle" davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

            Aile Mahkemesinin 2009/903 Esas sayılı ilamının incelenmesinde; tarafların anlaşmalı boşanma talebinde bulunduğu, mahkemece tarafların boşanmasına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden 09.02.2010 tarihinde kesinleştiği, davacı annenin boşanma davası duruşmasında yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı kadının boşanma davasında yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği dikkate alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

              ve tedbir nafakası davalarına yönelik yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 440 TL tedbir nafakası ve 1.000 TL yoksulluk nafakası ile yine kadın yararına 40.000 TL maddî, 40.000 TL manevî tazminata hükmedilmiş, yine kadının birleşen tedbir nafakası davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                İştirak nafakası boşanmanın çocuklarla ilgili mali sonuçlarından olup, boşanma hükmünün fer'îsi mahiyetindedir. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası çocuk yararına hükmedilip, çocuğun ihtiyaçlarına harcanması amacıyla, çocuk ergin olana kadar yanında bulunduğu velâyet sahibi eşe ödenmesi gereken bir nafakadır. İşte bu nedenle boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası hakkında; yargılama süresince tedbir (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası (TMK md. 182/2) adı altında ödeme yapılmasına karar verilir. Zira henüz boşanma kararı verilip, buna bağlı olarak velâyet konusunda bir düzenleme yapılamayacağı için bunun doğal sonucunda iştirak nafakası talep edilemez. Aynı sebeple boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası talebi, boşanma davası reddedilmişse konusuz hâle gelmektedir. Burada üzerinde önemle vurgulanması gereken husus; asıl davanın boşanma davası olduğu hususudur....

                  Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.TMK'nun 169. maddesinde boşanma veya ayrılık davası açılması halinde hakim tarafından alınması gereken geçici önlemler hüküm altına alınmıştır. Boşanma davası içerisinde TMK'nun 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar....

                  UYAP Entegrasyonu