Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/239 Esas ve 2013/71 Karar sayılı ve 11.02.2013 tarihli kararı ile boşandıkları, boşanma kararının 11.02.2014 tarihinde kesinleştiği, işbu yoksulluk nafakası davasının ise 02.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakası için bağımsız olarak dava açılabilmesinin ön koşulu; taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmiş olmasıdır. Dava bağımsız açılmış yoksulluk nafakası istemi olduğuna ve taraflar arasındaki boşanma davası kesinleşmeden işbu dava açıldığına göre istemine kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın için hükmedilen tedbir nafakası, bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "mukabil boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-mukabil davalı (kadın) tarafından; karşı boşanma davası, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, yoksulluk nafakası ve kendi tazminat talepleri yönünden, davalı-mukabil davacı (koca) tarafından ise kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası, velayet, iştirak nafakası ve kendisinin tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı ... 19.10.2016 tarihli dilekçesiyle kadının açtığı tedbir nafakası davasına yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin tedbir nafakası davasına yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı ... 19.10.2016 tarihli dilekçesiyle açtığı boşanma davasından feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir....

          Ayrıca, tedbir nafakası haricinde boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Somut olayda; 16.12.2014 tarihinde başlatılan takipte; takibe konu ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2013/588 Esas, 2014/755 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin ilamın mevcut dosya kapsamına göre temyiz edildiği takip tarihi itibariyle kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Boşanma hükmü kesinleşmemiş olduğundan buna bağlı (fer'i nitelikteki) iştirak nafakası da kesinleşmeden takibe konulamaz. Bu nedenle şikayetin iştirak nafakası yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....

            İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiş, davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası istinaf edilmediği halde bölge adliye mahkemesince bu yön gözetilmeyerek asıl davada boşanma hükmü taraflarca istinafa getirilmeyerek kesinleştiğinden boşanmaya yönelik talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadın sunduğu dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmamıştır....

              Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda; icra takibinin dayanağı olan ilam, boşanma ilamının fer'isi olan yoksulluk nafakasına ilişkin olup, boşanma hükmü tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 18/12/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma hükmünün 18/12/2019 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, feri kalemler yönünden 18/06/2020 tarihinde yapılan ilamlı takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır. (Benzer karar Yargıtay 12....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "yoksulluk nafakası" talebine ilişkin davanın bozmadan sonra birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (...) tarafından vekalet ücreti ve kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı(nın) boşanma davasıyla birlikte talep edilen ve boşanmanın eki niteliğinde bulunan yoksulluk nafakası talebinin reddi sebebiyle, diğer taraf yararına vekalet ücreti tayin edilemeyeceğinin tabi bulunmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı(nın) "ağır kusurlu" olduğu, boşanma davasında kesinleşmiş olup, ağır kusurlu taraf yararına yoksulluk nafakası tayin edilemeyeceğine...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (...) tarafından, kusur belirlemesi, diğer taraf yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı (...) tarafından ise, kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı ve başlangıç tarihi ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı(nın) tüm, davalı-davacı (nın) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı, birleştirilen boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde, yoksulluk nafakası talep etmiş, miktarını daha sonra açıklayacağını...

                  Davacı vekili 09/05/2018 tarihli ISLAH DİLEKÇESİ ile özetle ; Dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere davacı kadın lehine aylık 750- TL nafaka, müşterek çocuk Funda için ise dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 500- TL,müşterek çocuk Esra için ise dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 400- TL nafaka talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....

                  UYAP Entegrasyonu