Aile Mahkemesinin 2016/1253 Esas ve 2018/864 karar sayılı dosyasının incelenmesinde ise davacı kadının boşanma talepli davasının daha önce ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışlarından kaynaklı temelinden sarsıldığı iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle boşanma davasının reddine karar verildiği, birleşen tedbir nafakası davası yönünden ise kadının birleşen davada tanık deliline dayandığı, tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olduğu ancak ret ile sonuçlanan Ankara Batı 3....
Hukuk Dairesi tarafından da ilk derece mahkemesince verilen bu hüküm, davalı-davacı kadın tarafından TMK 166/1. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine, erkek tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi uyarınca terk hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının ise kabulüne ve hükümde yazılı olduğu şekilde velayet, iştirak nafakası, kadın yararına yoksulluk nafakasına, erkek yararına manevi tazminata hükmedilmiştir. İstinaf dairesince, erkeğin terke dayalı davası kabul edilip kadının boşanma davası reddedilmiştir. Davacı-davalı erkek tarafından usulüne uygun şekilde çekilen eve dön ihtarına uymayan davalı-davacı kadın eve dönmemekte haklılığını kanıtlayamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı kadın tam kusurlu olup tamamen kusurlu olan eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemez. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde belirtilen şartlar oluşmamıştır....
Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. ... 1.Aile Mahkemesinin 2013/711 E-2014/294 K.sayılı ilamının incelenmesinde; koca ... tarafından 26.09.2013 tarihinde boşanma istemli dava açıldığı, boşanma dosyası içinde kadın ...’nun nafaka talebi olduğuna dair herhangi bir beyanının bulunmadığı, mahkemece; kadının kusurlu olduğu tespit edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği, kadın lehine yoksulluk nafakası yönünden bir hüküm kurulmadığı, kararın Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından onanarak 30.04.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda mahkemece; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de daha önceki boşanma davasında; ne kadın tarafından yoksulluk nafakası talebi ne de mahkeme tarafından verilmiş bir nafaka hükmü bulunmaktadır....
yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında kadın lehine maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) takdir edilmesinde, takdir edilen tazminat tutarlarında, velayetin anneye verilmesinde, çocuk için tedbir - iştirak nafakası takdiri ile, takdir edilen tedbir - iştirak nafakası miktarında, kadının tedbir yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Sakarya 1....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacının, kusur belirlemesine ve davacı lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-) Davacının, müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarına, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına ve kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının "E" bendindeki iştirak nafakası hükmünün, "F" bendindeki iştirak nafakası hükmünün, "G" bendindeki yoksulluk nafakası hükmünün ve kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin olan "H" ve "I" bentlerinin KALDIRILARAK, kaldırılan bu hükümlerin yerine YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, "E" bendindeki tedbir nafakası hükmünün E-1 bendi olarak, "F" bendindeki tedbir nafakası hükmünün F-1 bendi olarak "G" bendindeki tedbir nafakası hükmünün ise G-1 bendi olarak AYNEN...
Bu nedenlerle, kadın tarafından açılan asıl dava uyarınca verilen boşanma kararı ile velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakası kararlarının kesinleştiği dikkate alınarak, bunun dışında kalan kararlar yönünden kadının istinaf başvurusunun kabulü ile, kusur tespiti, erkeğin açtığı karşı davada verilen boşanma kararı, kadın tarafından miktarlarına itiraz edilen ancak bu aşamada inceleme konusu yapılamayacak kadın lehine hükmedilen maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve çocuklar için hükmedilen iştirak nafakası yönlerinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, eksikliklerin tamamlanması için dava dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi yönünde karar verilmiştir. Davalı-k.davacı erkek vekili, istinaf başvurusundan feragat ettiğinden, buna göre ayrıca Dairemizce karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ'nin 07/09/2021 tarih ve 2020/573 Esas, 2021/1193 Karar sayılı kararın 4, 6 ve 7 bendlerinin ve hükmü tamamlamaya yönelik 10/11/2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, B)1- Velayetleri annelerine verilen ortak çocuklar Mavinaz ve Duhan Miraç yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden başlamak üzere aylık 750'şer TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2- İnceleme tarihi itibariyle reşit olan ortak çocuk Kazım Berat yararına, istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılan boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden başlamak ve reşit olduğu 25/04/2022 tarihine kadar devam etmek üzere aylık 750 TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3- Davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere aylık 900 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4- TMK'nın 174...
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davasında, bölge adliye mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümler de aynı kurala tabidirler. Ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, tazminat,vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.2.2001 tarih, 2001/12-206 E. 2001/217 K. ). Anılan Yasa maddesinde, tedbir nafakasının infazı, ilamın kesinleşmesine bağlı tutulmamıştır. Somut olayda; .......... 5. Aile Mahkemesi'nin 18/09/2015 tarih, 2014/425 E. 2015/656 K. Sayılı boşanma ilamı ekinde hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası alacaklarının tahsili amacıyla, boşanma hükmü kesinleşmeden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Her ne kadar boşanma ilamı kesinleşmeden, ekinde hükmedilen tazminat alacakları icra takibine konu edilemez ise de tedbir nafakasının infazı ilamın kesinleşmesine bağlı değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın, ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası talep etmiştir. Davalı-davacının süresinde olmayan yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Davacı-davalının açık muvafakati veya usulünce yapılmış ıslahda söz konusu değildir....