kararının kesinleşmesinden sonra açılan, boşanma sebebiyle yoksulluk nafakası istemine ilişkindir(TMK. md. 175).TMK. nun 178. maddesine göre; evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrar.Maddi hukuktan kaynaklanan bir savunma aracı olan zamanaşımı def’i, ancak taraflarca ileri sürülmesi halinde dikkate alınabilir....
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, tedbir nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar hükmedilecek olması, mahkemece verilen boşanma hükmünün ise istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmesi gözetildiğinde davalı-davacı kadın ve ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarlarında bir isabetsizlik görülmemiştir....
İlk derece mahkemesince kendisine yüklenilen kusurun izah edilen nedenle kesinleşmesi neticesinde tam kusurlu hale gelen davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davasının kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış ise de, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, davalı-karşı davacı kadının boşanma davası konusuz hale gelmiştir. Bu durumda kadının boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın tam kusurludur. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175). Tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez....
Bu düzenleme karşısında boşanma veya ayrılık davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re’sen) alınması gereklidir. Mahkemece bu kapsamda 19.03.2009 tarihli ara karar ile kadın ve ortak çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Geçici tedbir nafakası kural olarak boşanma ve ayrılık davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilir ve boşanma ya da ret hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam eder. Ancak geçici tedbir nafakası almakta olan eş ve çocuklar nafaka yükümlüsü eş ile birlikte yaşıyorlar ve geçimi nafaka yükümlüsü eş tarafından sağlanıyorsa, başka bir ifade ile nafaka ihtiyacının ortadan kalkması durumunda nafaka yükümlüsü eşi, geçici tedbir nafakası ile sorumlu tutmak hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi, nafaka alacaklısı eş yönünden de hakkın kötüye kullanılması (TMK m. 2) niteliğini taşır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi ve Manevi Tazminat ile Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle, mahkemece davacı kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği 19.09.2013 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğinin anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK.md.178)....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı her üç dava ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle davacı-davalı erkeğin açtığı davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin erkeğin açtığı davada verilen boşanma kararı yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı vekili Av. ... 11.04.2016 tarihli dilekçesiyle açtıkları ve reddedilen boşanma davası, reddine karar verilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynete dayalı alacak davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davalı-davacı kadının açtığı ve reddedilen boşanma davası, reddine karar verilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından her iki dava ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp görüşülüp düşünüldü: Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın ferilerine, erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı-davacı kadın tarafından süresi içerisinde “ tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası” yönünden, davacı-davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla " kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası " yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat, iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, manevi tazminat miktarı, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın dava tarihinden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası (TMK.m.169), boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devam edeceğinin tabii bulunmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, karşı davadaki boşanma hükmü, tedbir nafakası, tazminatlar, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarları ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen ve gerçekleşen vakıalar yanında davacı erkeğin ayrıca bağımsız konut sağlamadığı, eşine boşanma davası açma konusunda baskı yaptığı ve erkeğin babasının eşine hakaretine duyarsız kaldığı ve yargılama giderlerinin kadından alınarak erkeğe verilmesine hükmedildiği halde kararda davalı kadına verilmesi şeklinde...
Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı erkek boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurlu olup, davalı-davacı kadının boşanma davasına itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Evlilik birliğinin devamında, kadın bakımından korunmaya değer yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartları erkeğin boşanma davası yönünden gerçekleşmiştir. Bu sebeple davacı-davalı erkeğin boşanma davasının kabulü sonucu itibariyle doğru bulunmuş, kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, hükmün, tarafların kusurlarına ilişkin gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına (HUMK m. 438/son) karar verilmesi gerekmiş, bu nedenle de davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı-davacı kadının 25.02.2013 tarihli cevap dilekçesinde talep ettiği iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminat istekleri hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....