Aile Mahkemesinin 2015/324 esas 2015/1116 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, söz konusu kararın 03/11/2017 tarihinde kesinleştiği, söz konusu boşanma davasında davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verildiği, dolayısıyla yoksulluk nafakası açısından kesin bir hüküm olduğu, kesinleşen ilama rağmen yoksulluk nafakası talebinde bulunulamayacağı, yerel mahkeme kararının doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Cevap dilekçesi; Davacı davalı erkek tarafından birleşen boşanma dosyasına cevap dilekçesi sunulmamıştır....
Ayrıca, boşanma davasından ayrı ve bağımsız olarak açılan tedbir nafakası ile hükmedilen nafaka kaldırılıncaya kadar devam edecektir. Bu halde Beykoz Aile Mahkemesinde 2012/276 esas sayılı dosyası ile bağımsız tedbir nafakası (TMK 197 m.) davasında kadın yararına aylık 800 TL nafakaya hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği dikkate alınmaksızın aynı dönem için erkek aleyhine iki ayrı tedbir nafakası olamayacağı gerekçesi ile kadın aleyhine olacak şekilde aylık 800 TL olan nafakanın kaldırılması yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Her ne kadar nafaka ödemesi sırasında tahsilde tekerrür oluşturulamaz ise de, 26.09.2014 tarihinden itibaren hükmolunan, miktar olarak daha az nitelikteki tedbir nafakasına ilişkin takibin iptali gerekirken bağımsız tedbir nafakası dosyasından kadın yararına hükmolunan aylık 800 TL tedbir nafakasına ilişkin takibin iptali kararı doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
KARŞI OY YAZISI Boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174) ve yoksulluk nafakası (TMK. m. 175), boşanmanın fer'idir. Boşanma olmaksızın tek başlarına bir davanın konusunu oluşturmazlar. Başka bir ifade ile, maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası boşanma kararının varlığını gerektirir. Dolayısıyla, asıl talebin kabulüne bağlı, fer'i niteliğindeki bu taleplerin, dava dilekçesinde, cevaba cevap dilekçesinde ve davalı bakımından da cevap dilekçesi ile ikinci cevap dilekçesinde yer alması zorunlu değildir. Boşanma davası içinde "iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi" yasağına tabi ve diğer tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın, davanın yerel mahkemedeki tahkikatı sona erinceye kadar istenmesi mümkündür. Bu bakımdan sayın çoğunluğun davalının yoksulluk nafakası talebini "savunmanın genişletilmesi" kapsamında gören ve buna ilişkin yasak başladıktan sonra ileri sürüldüğü için dikkate alınamayacağını kabul eden görüşüne iştirak etmiyorum....
Boşanma sırasında zarureti olmayıp da, daha sonra zarurete düşen eş yoksulluk nafakası isteyemez. Öyle ise mahkemece davanın yoksulluk nafakası isteminin az yukarıda açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili dilekçesi ile; boşanma davasında davacı lehine 300 TL nafakaya hükmedildiğini, bu kararın kesinleşmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmeden davacın 900 TL'ye arttırılmasını talep ettiğini bu talebin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; boşanma kararı ile davacı lehine 350 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davacının yargılama aşamasında yoksulluk nafakası talebi olduğu halde boşanma kararıyla birlikte bu talebin değerlendirilmediği, olumlu veya olumsuz karar verilmediği, kararın bu yüzden temyiz edilmediği bu husunun davacı koca yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, bu nedenle boşanma davasından sonra açılan yoksulluk nafakası davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak, mahkemece, oluşturulan hükümde; "Davanın kısmen kabulü ile; 1- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tarafların müşterek çocuğu için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, çocuğun infak ve iaşesinde harcanmak üzere davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE," şeklinde hüküm kurulmuştur. Boşanma davası kabul edilince davacı kadın için hükmedilen tebdir nafakası (talep halinde) kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak, çocuk için hükmedilen tedbir nafakası ise iştirak nafakası olarak devam eder....
GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma, karşı dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece verilen karar yoksulluk ve iştirak nafakalarına ilişkin hükümler dışında taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Mahkemece, kadın için aylık 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için 400'er TL iştirak nafakası takdir edilmiş, değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları dikkate alındığında kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
Hüküm, davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, karşı boşanma davası hakkında hüküm kurulmaması, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve tedbir nafakasının başlangıç tarihi yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı kadın tarafından yukarıda gösterilen şekilde temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve aleyhine hükmedilen manevi tazminat yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının Soma 1....