Bozma ilamına uyan mahkemece; davacı/birleşen dosyanın davalısının iştirak nafakasının artırılmasına yönelik davasının reddine, davalı/birleşen dosyanın davacısının iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL olarak ödenmekte olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL'ye; 2.500,00 TL olarak ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 1.200,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı (birleşen dosyanın davalısı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı (birleşen dosyanın davalısı) vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir....
Somut olayda; kaldırılması istenilen nafakaların 15.03.2013 tarihinde kesinleşen şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası ile kararlaştırıldığı, iş bu davanın açıldığı 23.12.2014 tarihinde ise aradan geçen yaklaşık iki buçuk yıllık sürede davacının aylık ortalama gelirinde önemli bir değişiklik olmadığı, davalı Şaduman’ın aylık ortalama gelirinin ise hala asgari ücretin altında olduğu kanaatine varılarak, sonuç olarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin TMK 176’ncı maddesinde belirtilen yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin hüküm kurulmasında ve müşterek çocuk Hülya’nın, dava tarihinden yaklaşık iki ay önce reşit olduğu gerekçesiyle; hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının kanun gereği kendiliğinden kalktığının tespitine yönelik hüküm kurulmasında da bir isabetsizlik görülmemiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda yardım nafakasının uygun bir miktarda indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yardım nafakasının kaldırılması talebinin reddine, Antalya 1. Aile Mahkemesinin 2017/980 Esas ve 2018/346 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen 700,00- TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 350,00- TL'ye indirilmesine hükmolunmuştur. Davacı erkek vekili, yardım nafakasının talebi doğrultusunda tümden kaldırılması gerektiğine yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Yargıtay'ın Yerleşik Kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak da kabul edilmemektedir. Somut olayda; mahkemece, davalı adına kayıtlı taşınmazlar ve banka hesabı bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma yeterli değildir. Her ne kadar davalının adına kayıtlı taşınmazlar ve banka hesabı mevcut ise de; davalının yoksulluk nafakasının tamamen ortadan kaldırılmasını gerektirecek düzenli bir geliri olduğu belirlenmemiştir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması istemi azaltılması istemini de kapsadığından davalının adına bulunan taşınmazlar ve banka hesabı ekonomik durumunda olumlu yönde değişiklik sayılarak yoksulluğu tamamen ortadan kalkmamış olan davalının yoksulluk nafakasının indirilmesinin düşünülmemesi isabetli bulunmamıştır....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalı-karşı davacının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken asıl davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"########## MAHKEMESİ :##########Aile Mahkemesi ########## ########## ########## ########## Taraflar arasındaki “yoksulluk nafakasının kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;.....Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 gün ve 2012/934 E, 2012/1454 K sayılı kararın incelenmesi .....tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ..... Dairesinin 09.05.2013 gün ve 2013/6654 E., 2013/ 7771 K sayılı ilamı ile; (... Davada yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş olup, mahkemece davalının sigortalı olarak çalışması nedeniyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairemizin 18.01.2012 tarih ve 2011/18831-2012/1027 sayılı kararı ile; “HGK.nun istikrar kazanmış kararlarında açıklandığı üzere asgari ücretle sigortalı olarak çalışmak, yoksulluk durumunu ortadan kaldıran değil, nafaka miktarını etkileyen bir olgudur....
Buna göre; kaldırılması istenen yoksulluk nafakası miktarı yıllık 15.120,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kaldırılması reddedilen nafaka yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kaldırılması reddedilen nafaka bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, kaldırılması reddedilen nafaka miktarı itibariyle mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, velayetin değiştirilmesi ve davalı kadın lehine boşanma davası ile bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılması için dava açmış, mahkeme ilk kararında davayı reddetmiş, Dairemizin 05.05.2016 tarihli 2016/8485 Esas - 2016/9226 Karar sayılı ilamı ile velayetin değiştirilmesinin reddine ilişkin karar onanmış, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talep yönünden harç yatırılmadığından bozulmuş, bozma ilamına mahkemece uyulmuş, davacı tarafından eksik harç tamamlanmış, mahkemece nihai kararda davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davasının reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı-yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-k.davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı – karşı davalı, dava dilekçesinde; tarafların ....Mahkemesi' nin 15/10/2009 tarih ve ..... sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin davacı – karşı davalı anneye bırakıldığını, davacı – karşı davalı için aylık 300TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar lehine aylık 200'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; ağırlaşan hayat şartları, çocukların servis ve okul masrafları nedeni ile nafakaların yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 400TL' ye, iştirak nafakasının 500' er TL' ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre, davalıya yoksulluk nafakasının bağlanmasından sonra SGK dan 800 TL aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. O halde;davalının aldığı maaş nazara alındığında; yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....