Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl dava nafakanın artırılması karşı dava nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne; karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava; asıl dava nafakanın arttırılması, karşı dava nafakanın kaldırılması talebine ilişkindir. Davalı-karşı davacı vekili tarafından verilen temyize cevap dilekçesi ile "...hakkaniyete aykırı nafakanın kaldırılmasının, kararın bozulmasının" gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen adıgeçenden temyiz harçlarının alınmadığı anlaşılmış yine dilekçenin temyiz defterine kayıt edilip edilmediği tespit edilememiştir....

    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, ilgili protokol hükümlerinin geriye yürütülerek uygulandığı anlaşılmaktadır. Anılan protokol hükümlerinin belirtilen yürürlük tarihlerinden itibaren uygulanması gerekirken, geriye yürütülerek uygulanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74 ve 75 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca hakim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez....

      Öte yandan, taraflar arasında, nafakanın ödenen miktarı hususunda bir uyuşmazlık bulunduğuna göre; mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığı giderici bir karar verilmek zorundadır. O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumları, ihtiyaçları ve hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarih ile iş bu dava tarihi arasında geçen süre nazara alınarak; nafakanın TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde, artırılarak takdiri gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        Anlaşıldığı üzere, davalı baba protokol uyarınca müşterek çocukların eğitim giderlerini eğitim yaşantılarının sonuna kadar ödemeyi serbest iradesiyle üstlenmiştir. Mahkemece de tarafların serbest iradesiyle beyanda bulunduklarına kanaat getirildikten sonra taraflarca düzenlenen protokol hükümlerinin kamu düzenine, ahlâka ve adaba aykırı olmadığı kabul edilerek onaylanmış ve boşanma kararı verilmiştir. Sözü edilen anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesi ile sözleşme niteliğinde olan protokol hükümleri taraflar için bağlayıcı hâle gelmiştir ve kesinleşen sözleşme hükümlerinden tarafların vazgeçmesi mümkün değildir. Öte yandan, bu davadan önce de taraflar arasında görülüp sonuçlanan ancak tebliğ işlemleri yapılmadığı için kesinleşmeyen İzmir 5. Aile Mahkemesinin 01.04.2010 tarih, 2010/267 E., 2010/302 K. sayılı dosyasında da velayet hakkı anneye verilmesine karşın yukarıda sözü edilen protokol hükmü aynen muhafaza edilmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 2018/798 esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma ilamı ile müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve nafakanın yıllık TÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin ilam uyarınca geçime dayalı nafaka borcu olmadığını, davacının defterdarlıkta memur olup aylık kazancının 6.500TL-7.000TL, müvekkilinin ise Konya Hava meydanlarında bağlı memur olup aylık kazancının 9.000TL-10.000TL arasında olduğunu, her ne kadar protokol ile anlaşmalı şekilde boşanma yapmışlarsa da, müvekkiline karşı bir nevi yıldırma veya intikam alma çabasıyla kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin bilgisini ve rızasını almadan harcamalar yaptığını, icra takip yolu ve istenilen taleplerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iştirak nafakasının zaten alacaklının talep etmiş olduğu kalemlerin tamamını içeren bir nafaka olup, hem iştirak nafakası hem de ayrıca yapılan masrafların talebinin mümkün olmadığını, iştirak nafakasının çocuğun...

          Sayılı davasında küçük çocuk için ödenen 800,00 TL'lik nafakanın %100'lük artış ile 1.600,00 TL'ye çıkarıldığını, bu davanın 2021 yılının ocak ayında açıldığını ve dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde nafakada artışa gidildiğini, bu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi'nin 2021/2207 E. 2022/439 K....

          İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; protokolün 7 nci maddesinin mali yükümlülüklere ilişkin olduğunu ve bu nedenle nafaka olarak değerlendirilmesi gerektiği, kadının evli iken dahi eşini aldattığının ispatlandığı dolayısıyla nafaka ödeme yükümlülüğünün kalmadığını, protokolün 7. maddesinin şartının çocuklarla birlikte oturması olarak belirlendiğini, velâyetin de ortak olarak devam edeceğine karar verildiğini, kadının velâyetin değiştirilmesi için dava açtığını ve protokol tarihinde eşini aldattığını gizleyerek haksız kazanımlar sağladığını ve bu nedenle protokol hükümleri ile davacının da bağlı olmayacağını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. C....

            Davalı kadın vekili istinafa cevap dilekçesi ile; davacının halen spor merkezi işlettiğini, spor merkezine ait sayfada davacının sahibi olduğunun belli olduğunu ve iletişim numarası olarak davacının telefonlarının olduğunu, davacının yaşam standardı ve işini gizlediğini, 2014 yılında belirlenen nafakanın ekonomik olarak değerinin düştüğünü belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; anlaşmalı boşanma neticesinde hükmedilen iştirak nafakasının azaltılması istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar yaptıkları protokol gereği İstanbul 4.Aile Mahkemesinin 2014/686 Esas 2014/750 Karar sayılı 17.11.2014 tarihli kararı ile TMK’nun 166/3 madde hükmü gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır.Bu durumda, yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir....

            Mahkemece idrak çağında olan ortak çocuk Süleyman'ın velayeti konusunda mahkemece dinlenilerek, tarafların sunduğu protokol ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek velayet konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

              Davalılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili takip dayanağı boşanma ilamında nafakanın artışına dair bir hüküm bulunmamasına rağmen alacaklının TEFE-TÜFE oranlarına göre hesapladığı artıştan kaynaklı nafaka fark alacakları için takip başlattığını açıklayarak icra takibinin iptalini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu