artırılması” davası, mahkemece reddedilmiş; gerekçe olarak “tarafların ilk nafaka tayininden itibaren on altı yıldır birlikte yaşadıkları halde, nafakanın artırılmasının istenmesinin Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu” gösterilmiştir....
-TL iştirak nafakası ödenmesine hükmedildiğini, 27.04.2012 tarihinde açılan nafakanın artırılması davasında nafakanın 220.-TL'ye yükseltildiğini, aradan geçen zaman içerisinde çocuğun anaokuluna başladığını ve nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 500.-TL ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 220.-TL olan iştirak nafakasını dahi ödemekte zorlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların sosyal ekonomik durumları, adalet ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak nafakanın aylık 300.-TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalının temyiz itirazlarına ilişkin yapılan incelemede; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL ye çıkarılmıştır. Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir....
nın velayetinin davacı anneye verildiğini ve müşterek çocuk lehine aylık 300 TL nafakaya hükmedildiğini, hükmedilen nafakanın 2010 yılında aylık 400 TL'ye yükseltildiğini, çocuğun büyümesi, eğitimi, ihtiyaçlarının artması nedeniyle hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını, davacının çalışmadığını,davalının ise ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek, aylık 400 TL'lik iştirak nafakasının aylık 750 TL'ye yükseltilmesini ve hükmedilecek nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını dava ve talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde;müşterek çocuğun ihtiyaçlarında iddia edildiği oranda artış olmadığını, davacının ikinci evliliği nedeniyle de nafaka aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile;aylık 400 TL'lik iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL'ye yükseltilmesine ve nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının çalışmadığı, babasına ait evde kaldığı, davalının ise metro markette işçi olarak çalışmaya başladığı, asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının esnaf olduğu,aylık 1.500 TL geliri olduğu ,700 TL kira ödediği, davalının ise aktarda işçi olarak çalışmaya başladığı,asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması ,nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; taraflarının 2010 tarihinde boşandıklarını, kesinleşen ilam ile müşterek çocuklar için 300'er TL (toplam 900 TL) iştirak nafakası bağlandığını, aradan geçen 3 yıla yakın zaman zarfında davacının kazancının düştüğü, çocukların okula başladığı, iyi bir eğitim almaları için özel okulda okuduklarını, önceki nafakanın sembolik kaldığını belirterek 300'er TL nafakanın 1.000'er TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; davanın reddi gerektiğini, zira dayanak kararda gelecek yıllar için nafaka artırımı düzenlendiğini, nafakanın bugün 330 TL olduğunu, çocukların özel okula gönderilerek bunun karşılığında nafaka artırımı talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının işçi olup, aylık 1600 TL civarı gelirinin olduğu, davalının ise özel güvenlikçi olarak çalışmaya başladığı, asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
Aile Mahkemesinde boşandıklarını, boşanma sonucunda müşterek çocuklarına ve şahsına kişi başı 250- TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, geçen zaman içinde ekonomik zorluklar ve fiyat artırımı nedeni ile nafakanın yetersiz kaldığını, oğlu Ömer Efe'nin rahatsız olduğunu, aldığı nafakanın okul, sağlık ve diğer giderlerine gittiğini, oğlu Ömer Efe'nin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını, bu nedenlerle oğlu Ömer Efe Mercan için bağlanan aylık 250- TL nafakanın artırılarak aylık 750- TL'na ve kendisi için verilen 250- TL nafakanın artırılarak 750- TL olmak üzere toplam 1.500- TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 11/07/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, Antalya 5....
Dava dilekçesinde, çocuğun ilerde hazırlanacağı sınavlar için gideceği özel dershane ve alacağı özel derslerin ücretlerinin davalı baba tarafından karşılanmasına, davalı babanın 2 yıl boyunca ödemediği nafakanın faizi ile alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi de talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince, nafakanın 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir....
dışı üçüncü kişiyle birlikte yaşadığından bahisle karşı dava açtığı, bu davaya , katılanın üçüncü bir kişiyle yanyana olduğu ana ait 10 adet fotoğrafı arkadaşının oğlu olan diğer sanık ...’a çektirerek delil olarak sunduğu olayda, Sanık ...’in, katılanın üçüncü kişiyle yanyana fotoğraflarını, diğer sanık ...’a çektirerek, bu fotoğrafları, nafakanın kaldırılması dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemi, TCK'nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, ....Aile Mahkemesinin 2012/260 esas ve 2012/608 karar sayılı ilamında, bahse konu fotoğraflara dayanılarak davacı-karşı davalı olan katılanın nafakanın artırılması davasını reddettiği, davalı-karşı davacı olan sanık ...’un nafakanın kaldırılması davasının kabul edilerek, katılan lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verildiği, kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 23/08/2012 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; bahse konu fotoğrafları...