Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

2.500,00 TL'ye yükseltilmesini, nafakanın her yıl ÜFE/TÜFE oranında artırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Aile Mahkemesi'nin 2018/371 Esas 2018/907 Karar sayılı kararı ile müvekkili lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası verildiğini, aradan geçen sürede nafakanın yetersiz hale geldiğini belirterek, aylık nafakanın 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına ve TMK'nun 176/5. maddesi uyarınca nafakaya ilerleyen dönemlerde uygulanacak artış oranının belirlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 900,00 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen nafakanın düşük olduğunu, ayrıca talep etmelerine rağmen nafakaya ilerleyecek dönemde uygulanacak artış oranının belirlenmediğini açıklayarak kararın kaldırılarak davanın tüm talepleriyle kabulünü istemiştir. GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının artırılması, artırılan nafakanın gelecek yıllarda artış oranının belirlenmesi isteğine ilişkindir....

Yurt içi Üretici Fiyat Endeksine göre hesaplanan miktar çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir miktar olup hakkaniyet ilkesine de uygun değildir, bu nedenle nafakanın çocuk ve davalı yönünden hakkaniyete uygun bir miktar olduğu düşünülen aylık 55,00 TL artırılmasına" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı hükmedilen nafakanın az olduğundan bahisle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkindir. Müşterek çocuk yaranına 2016 yılında hükmedilen aylık 300- TL nafakanın 55- TL arttırılarak 355- TL ye yükseltilmesine karar verilmiş ise de; yapılan artış azdır....

müdürlüğünün devam ettiğini bu nedenle bu işten de bir gelir elde ettiğini, müşterek çocuk Gökçe için aylık 3.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, sonrasında aylık nafakanın her yıl TÜİK tarafından yayınlanan yıllık ÜFE artış oranı esas alınmak suretiyle arttırılmasını talep ve dava etmiştir....

Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de; artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı, aylık 900,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilip davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, ÜFE artırımına ilişkin usulü kazanılmış hak nazara alınıp...

Mahkemece; davacının müşterek çocuğu davalı babanın açık rızası olmaksızın okumakta olduğu devlet okulundan alıp özel okula vermiş olduğu akabinde nafakanın artırılması açmış olduğu, nafakanın artırılmasına ilişkin önceki kararda nafakanın ayrıca her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği ,tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında davalıdan kaynaklanan bir değişiklik söz konusu olmadığı, nafaka yükümlüsüne ek yük getiren, çocukların özel okula gönderilmesinin, taraflarca birlikte kararlaştırılması gerektiği, davalının ücret karşılığı bir işte çalışıp geçimini bu şekilde sağladığı, elde ettiği gelirlerde nafakanın artırılmasını gerekli kılan artış olmadığı ,önceki nafakanın tayin edildiği tarih ve ÜFE oranında artırımının varlığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünün Uyarlanması (Nafakanın Kaldırılması) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından nafakanın kaldırılması talebinin reddi, nafakanın Türk Lirası olarak belirlenmemesi yönünden; davalı kadın tarafından ise davanın kabulü ve reddedilen kısım üzerinden lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, tarafların istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine bölge adliye mahkemesince, davalı kadının vekâlet ücretine yönelik istinaf itirazı kabul edilerek, davalı kadının sair erkeğin ise tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davacı (k.davalı) kadının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, davalının (k.davacı ) nafakanın kaldırılmasına yönelik davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiştir.O halde Mahkemece yapılacak iş; davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine dair davayı reddetmek; davacının nafakanın artırılması talebini ise; TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesini de gözeterek tarafların nafaka tesisi ile işbu dava tarihindeki sosyal ve ekonomik durumunu değerlendirerek; davalının gelir durumunun düşük olmasının nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmayacağı hususunu dikkate almak suretiyle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile nafakanın niteliğine göre değerlendirerek hasıl olacak sonucuna göre hüküm kurmak olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan...

        Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde; nafakanın düzenli ödendiğini, çocuğun eğitim masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını, nafakaya ilişkin mahkeme kararından sonra taraflar arasında düzenlenen protokol ile nafakanın 250 USD olarak belirlendiğini belirterek, davanın reddini, karşı davada ise iştirak nafakasının aylık 250 USD'ye indirilmesine ve bu miktar üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile taraflar arasında tanzim edilmiş protokol nazara alınarak müşterek çocuk için belirlenmiş nafakanın 250 USD olarak tespiti ile karşı dava tarihi olan 14.06.2011 tarihinden itibaren 250 USD olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Hükmün davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 26/06/2014 tarihli 2014/10522 esas 2014/10421 karar saylı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

          Davacı dilekçesinde; 2008 yılında davalıdan boşandığını; velayeti kendisine bırakılan müşterek çoçuklardan .......... için aylık 150,00 TL; ............. için 100,00 TL nafakaya hükmolunduğunu; ancak aradan geçen zaman sürecinde müşterek çocukların ihtiyaçlarının artdığını, mahkemece hükmolunan nafakanın yetersiz kaldığını beyanla; müşterek çoçuklardan .......... için hükmolunan 150,00 TL lik nafakanın 400,00 TL ye; ............. için hükmolunan 100,00 TL'lik nafakanın 300,00 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı dilekçesinde; talep edilen miktarın fazla olduğunu sözkonusu miktarı ödeyemeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir ....

            UYAP Entegrasyonu