"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın artırılması, birleşen dava yönünden nafakanın kaldırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. maddesi ve 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.14.11.2016(Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın artırılması, birleşen dava yönünden nafakanın kaldırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. maddesi ve 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.27.10.2016(Prş.)...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/283 Esas sayılı dosyasında davacı olarak bulunan T3 T1 vasisi Ömer Atsız ile birlikte hareket ederek nafakanın kaldırılması davası açtığını, T1'ın rızası ve lehine bir durum olmamasına rağmen ve bu konuda Sulh Hukuk Mahkemesinden açık bir yetki veya izin almadan nafakanın kaldırılması davasında muvafakatname imzalatarak nafakanın kaldırılmasına sebebiyet verdiğini, bu davada vasinin yetkisiz işlem yaparak nafakanın kaldırılmasına sebep olmasının hukuka aykırı olup müvekkilini mağdur ettiğini, bu kararın 04/02/2010 tarihinde verildiğini, temyiz edilmesine rağmen miktar itibariyle temyiz edilemez olduğundan temyiz incelemesinin reddedildiğini, müvekkili bu dosyadan sonra defalarca nafakanın artırılması davası açsa da davalarının nafakanın kaldırılmış olması sebebiyle hep reddedildiğini, müvekkilinin dosyalarının taraflarınca incelendiğini, müvekkilinin yaşı ve sağlık sebeplerinden dolayı bir işe devam edip kendi zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayacağını beyan...
Aile Mahkemesi'nin 2005/627 Esas 2005/1364 karar sayılı kararı ile boşandıklarını ve mahkemece müvekkiline bağlanan 250,00 TL tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiğini, müvekkilinin açtığı nafaka artırım davası ile Bursa BAM 2.Hukuk Daire’sinin 2019/ 95 Esas 2019/445 Karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının 250,00 TL arttırılarak her ay 500,00 TL nafaka ödenmesine ve nafakanın her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalının ev hanımı olduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunduğunu, nafakanın kaldırılması koşullarının oluşmadığını, nafakanın 50,00 TL’ye indirilmesi talebinin de günümüz ekonomik koşulları değerlendirildiğinde kabul edilemez olduğundan her iki talebinin de reddi ile yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir....
ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise işbu nafakanın 500 TL'ye azaltılmasına, hakkaniyete uygun sabit bir artış oranı belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2020/522 ESAS 2021/709 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırılması-Nafakanın Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 01.05.2001 tarihli karar ile boşandıkları; 1995 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, daha sonra tarafların anlaşması ile 2005 yılında nafakanın 350,00 TL'ye çıkarıldığı, eldeki artırım davasının ise 7 yıl sonra 28.08.2012 günü açıldığı, davacı annenin çalışmadığı; davalı babanın ise üniversite öğretim görevlisi olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında 7 yıl gibi uzunca bir zamanın geçmesi, ekonomik göstergelerdeki değişim ile ....in yayınladığı ... artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve Hakimin takdir yetkisi kapsamında kalmadığından hükmün 1.fıkrasında yeralan; "...125.00.- TL nafakanın yıllık ÜFE artış oranı ile 400.00.- TL'ye çıkarılmasına..." ifadelerinin çıkarılarak yerine; "...125.00.- TL nafakanın 400.00.- TL'ye çıkarılmasına, nafakanın gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek, yıllık ÜFE artış oranında artırılmasına..." ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2013/1111 Esas 2014/674 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, nafaka miktarının her yıl üfe oranında artırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra davalının bir işe girerek sigortalı olarak çalıştığı, müvekkilinin nafaka miktarını ödemekte zorlandığı, bu sebeplerle hükmedilen nafakanın davalının işe giriş tarihi olan 11/03/2015 tarihinden itibaren kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafından ödenen nafaka miktarının hiçbir zaman müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, hayatını idare ettiremediğinden çalışmaya başladığını, nafakanın kaldırılması durumunda müvekkilinin çok mağduriyet yaşayacağını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı, davacı her ne kadar velayetin değiştirilmesini ve nafakanın kaldırılması talebinde bulunmuş ise de, bu talepler hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gibi velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılmasını gerektirecek bir durumun da olmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine, velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....