Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Mahkemesinin ....Karar sayılı ilamıyla boşandıkları; sözkonusu karar ile müşterek çocuk 2000 doğumlu ... için aylık 350 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemiyle açılan iş bu davanın yaklaşık iki yıl sonra açıldığı, davacının büro elemanı olduğu, aylık 900 TL maaşı olduğu, aylık 350 TL kira ödediği, davalının ise demir ustası olduğu, aylık 1000 TL civarı gelirinin bulunduğu, kira giderinin olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, davacı babanın, boşanma davasından sonra ekonomik durumunda olağanüstü bir değişikliğin olmadığı, müşterek çocuğun artan ihtiyaçları da dikkate alındığında, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    Maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alındığında; mahkemece, davalı babanın öğrenim gören davacı oğluna ödemesine karar verilen aylık 1000,00 TL yardım nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup, nafakanın indirilmesi gerekmediğinden davalı vekilinin nafaka miktarına ilişkin itirazları haklı bulunmamıştır. Hükümde, dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının tabii olarak yardım nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki yazılara, ilk derece mahkemesi kararının dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının dosyada tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince; davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    Her ne kadar davalının önceki karar sonrasında günlük temizlik işlerine gittiği anlaşılmış ise de elde edilen gelirin yoksulluk halinin kaldırılması yada indirilmesini gerektirir nitelik ve miktarda olmadığı, davacı gelirinin de her yıl değişen oranlarda arttığı, böylece başlangıçtaki dengenin de korunduğu, Davacı yan nafakanın kaldırılması yada indirilmesi talebine dayanak olarak hakkında hükmedilen tazminatın icra takibine konulmasını da göstermiş ise de bu tazminatın denetimden de geçerek kesinleşen kararda aynı nafakalarla birlikte değerlendirilerek belirlendiği, sırf maddi tazminatın icra takibine konulmasının aynı kararda hükmedilen nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi için geçerli bir sebep olamayacağı, aksi takdirde kadının hak ettiği tazminatın yine kadının hak ettiği nafakadan ödenmesi gibi bir sonucun ortaya çıkacağı, Yine davacı yan sözleşmeli TSK mensubu olunması sebebiyle ücret garantisinin bulunmadığını iddia etmiş ise de sonuçta bu görevin ve gelirin devam ettiği, Vakıa...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü....

      Kararın öncesindeki usuli yada maddi hataların bulunduğu, ya da şartların değiştiği gerekçesi ile kesin hükmün sonuçlarını değiştirecek şekilde yeniden deliller değerlendirilip, boşanma kararının 7.5.2009 tarihinde kesinleşmesi ile sona eren aylık 300,00 TL tedbir nafakası ve TMK.176/1 maddesi uyarınca toptan hükmedilen 10.800,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Kaldı ki yasa da irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın tarafların ekonomik ve sosyal durumunun değişmesi halinde mahkemece değiştirilmesi olanaklı olup, toptan hükmedilen nafaka için yasada indirilmesi ya da kaldırılması yönünde düzenleme de bulunmamaktadır....

        Tüm dosya kapsamı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında, davacının dava tarihi itibariyle bir dönem işsiz kaldığı sabit olmakla birlikte o dönem işsizlik maaşı alması, işten ayrıldığında tazminat alması ve sonradan da 11.000,00 TL maaş ile işe başlaması gözetildiğinde davacının kısa bir süre işsiz kalmasının nafakanın indirilmesi gerekçesi olmaması gerektiği kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Aile Mahkemesi'nin 2015/443 Esas, 2015/1058 Karar sayılı ilamı ile müvekkili yararına aylık 2.500 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede karşı davalının gelirinde bir düşüş olmadığı gibi enflasyon ve döviz kuru sebebiyle gelirinde artış olmasının beklendiğini, nafakanın enflasyon oranları gözetildiğinde artırılması gerektiğini belirterek nafakanın 4.968 TL'ye yükseltilmesine ve tüfe oranında artırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davalı karşı davacı yararına Ankara 6. Aile Mahkemesi'nin 15/07/2015 tarihli, 2015/443 Esas, 2015/1058 Karar sayılı ilamında hükmedilen 2.500 TL yardım nafakasının 2.500 TL artırılarak 5.000 TL'ye yükseltilmesine, belirlenen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir....

        Türk Medeni Kanunu'nun 176/3.maddesinde; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı; 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddelerde yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2- 656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir....

        Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında somut olay değerlendirildiğinde, davalının belirtilen şekilde gelir elde etmesi, nafakanın kaldırılmasına değil azaltılmasına etki edecek olgulardan olduğundan, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, davalının yoksulluluğunun ortadan kalkmadığı gözetilmekle, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi uyarınca nafakanın uygun bir miktarda indirilmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca mahkemece önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından, hükmün Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir....

          Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı- karşı davalının masraflar konusunda doğru beyanda bulunmadığını, açılan davanın reddinin gerektiği, davanın açılış tarihinden bugüne kadar davalının ekonomik durumunda azalma olduğunu, nafakaların indirilmesi için karşı dava açtığını, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı ödenen 1500,00 TL nafakanın dava tarihinden itibaren müşterek çocukların yararına ayrı ayrı 500 TL ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davalı karşı davacı tarafından açılan davanın reddine, davacı karşı davalı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile; Sivas 1....

          UYAP Entegrasyonu