Somut olayda; Yerleşmiş Yargıtay Uygulamalarına göre asgari ücret yoksulluğu ortadan kaldırmaz ise de; davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılmamış gelir ve mal varlığı tesbit edilmemiş, nafakanın indirilmesi şartları bulunup bulunmadığı araştırılıp tartışılmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olup, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının da sosyal ve ekonomik durumu araştırılıp gelir ve malvarlığı belirlenmeli şayet davacının da asgari ücretli olduğu anlaşılır ise, bu şekilde tarafların gelirlerindeki denge de gözetilerek çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereğince kaldırma indirmeyi de kapsayacağından nafakanın tamamen kaldırılmayıp hakkaniyet gereği bir miktar indirilmesine karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan...
Davada, boşanma davasından sonra davalının 730 TL yetim aylığı almaya başlaması nedeniyle, davalı lehine hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının ise indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Mmahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulüne, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....
Aile Mahkemesinin 2019/643 Esas sayılı dosyasında nafakanın kaldırılması/indirilmesi davası açtığını, mahkemece nafakanın aylık 1.000,00 TL'ye indirilmesine karar verildiğini, davalının bu süreçte avukatlık stajını bitirip avukatlık mesleğine de başladığını, davacının ise 2019 yılı sonunda emekli olduğunu ve gelirinin azaldığını belirterek tedbiren nafaka ödemelerinin durdurulmasına, davalının mezun olup avukatlık stajını bitirerek avukat olması nedeniyle yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın nafakanın kaldırılması talepli üç defa dava açtığını, dava dilekçesinde bahsedilen Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesinin 2019/643 Esas sayılı dosyasının halen istinaf incelemesinde olduğunu, daha öncede 1. Aile Mahkemesinin 2017/440 Esas, yine 1....
Belirtilen usül hükmü ve ''çoğun içinde az da vardır'' ilkesi gereğince nafakanın kaldırılması istemi nafakanın indirilmesi istemini de kapsayacağından nafakanın indirilmesine hükmedilmesi mümkün olup, mahkemenin bu yöne ilişkin kararı taleple bağlılık ilkesinin ihlali niteliğinde değildir.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.1.2016 gün ve 2014/3- 692 E-2016/125 K sayılı kararı) Somut olayda dosya incelendiğinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği,davacı düzenli olarak çalışıp sabit bir gelire sahip olduğundan davalıya nazaran ekonomik olarak daha güçlü bir durumda olduğundan yoksulluk nafakasının kaldırılma koşulları oluşmadığı, ancak davalının adına kayıtlı taşınmazlar, aldığı yetim aylığı, elde ettiği kira geliri birlikte değerlendirildiğinde yoksulluk nafakası miktarının düşürülmesinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından tarafların yerinde bulunmayan istinaf...
GEREKÇE;Dava,erkeğin davasında yoksulluk nafakasının kaldırılması/olmazsa indirilmesi ve iştirak nafakalarının indirilmesi,kadının karşı davasında ise yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarının artırılması/gelecek yıllardaki artış oranının da belirlenmesi taleplerinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Bu durum, ancak; nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davalının aldığı nafaka miktarı ile çalıştığı işten elde ettiği gelir toplamının, onu, yoksulluktan kurtarmayacağı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, davacının; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin içinde (çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle) nafakanın indirilmesi isteğinin de bulunduğu gözetilerek, bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece; davalının, işe girip gelir elde ettiği dikkate alınarak, nafakanın hakkaniyete uygun bir miktar indirilmesine karar verilmesi gerekirken, nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Davacı işşiz olduğunu belirterek; davalıya ödediği yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, bu istem kabul görmez ise nafaka miktarında indirim yapılmasını talep etmiş, mahkemece; davacının aylık gelirinin kendi geçimini sağlamaya yetecek kadar olduğu gerekçesi ile nafakanın aylık 150,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/3. maddesinde; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2 maddesine göre miktar ve değeri 1.430 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin olarak verilen kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere Ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığından, hüküm fıkrasında yazılı bulunan ve davalı lehine daha evvel hükmedilen 400 TL yoksulluk nafakasının mahkemece 200 TL'ye indirilmesi suretiyle karar verilmesi doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden "200 TL" yoksulluk nafakası rakamının silinerek, yerine "300 TL" rakamının yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,...
Ö.. aralarındaki (asıl davada) iştirak nafakasının indirilmesi (karşı davada) nafakanın arttırılması davasına dair İzmir 3. Aile Mahkemesinden verilen 12/02/2014 günlü ve 2013/212 E-2014/101 K sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 21.01.2015 günlü ve 2014/11503 E.- 2015/1195 K. sayılı ilama karşı davacı-k.davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 12.690 TL'ye çıkarılmıştır....