O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın (çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince) TMK'nın 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken, müşterek çocuğun ihtiyaçları yanında, nafaka yükümlüsünün gelir durumunun da dikkate alınacağı ve durumun değişmesi halinde nafakanın miktarının yeniden belirleneceği veya kaldırılacağı hususlarında duraksama yoktur. Nafaka miktarının yeniden belirlenmesi ya da kaldırılması için durumun değiştiğinin ilgilisi tarafından ispat edilmesi gerekir. Mahkemece, her ne kadar, davacının gelir durumunda önceki nafaka takdirine göre bir değişiklik olmadığı belirtilerek, nafakanın indirilmesi talebi de red edilmiş ise de; davacının kanser hastası olduğu, bu nedenle malulen emekli olduğu anlaşılmaktadır. Kanser hastası olan bir kişinin yeniden çalışma şartlarını kaybettiği, bu nedenle, aldığı emekli maaşıyla geçinmek zorunda bulunduğu da bir gerçektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2021 NUMARASI : 2019/36 ESAS, 2021/190 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı dava dilekçesinde özetle; kolonya işiyle uğraştığını, ulusal marketlerin açılmasıyla işlerinde düşüş olduğunu, kadın için bağlanan nafakayı ödemekte zorlandığını, bu sebeple nafakanın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "Davacının aylık gelir durumuna göre değerlendirildiğinde, davalının babasından dolayı aldığı emekli aylığı ve aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığı, bunun yanı sıra tarafların 32 yıl boyunca evli kaldıkları ve davalının boşandığı tarihteki yaşı itibariyle çalışarak hayatını aynı şekilde idame ettirmesinin zorluğu, günümüz sosyal ve ekonomik koşulları içerisinde davalının yoksulluktan kurtulmadığının kabulü ile hükmedilmiş nafakanın kaldırılması koşullarının oluşmadığının kabulü gerekir. Davalı her ne kadar kredi borçları bulunduğunu ve yeni bir aile kurması sebebiyle nafakanın kaldırılmasını da talep etmiş ise de davalının nafaka ödeme yükümlülüğü içerisindeyken bilerek kendini borçlandırıcı eylemlerde bulunmasının nafakanın kaldırılması sebebi de olamayacağı kabul edilmiştir....
gerekçesi ile; T4 KADER'e karşı açmış olduğu nafakanın kaldırılması veya azaltılmasına yönelik davasının REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış yoksulluk nafakasının kaldırılması, kaldırılmasının mümkün olmaması halinde indirilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, daha önce mahkeme kararıyla davacı için aylık 300TL olarak verilen yoksulluk nafakasının 60TL artırımı ile aylık 360TL'ne yükseltilmesine, söz konusu nafakanın her yıl TÜİK'in öngördüğü ÜFE oranında artırılmasına, müşterek çocuk için verilen aylık 300TL nafakanın 60TL artırımı ile aylık 360 TL'ne yükseltilmesine, söz konusu nafakanın her yıl TÜİK'in öngördüğü ÜFE oranında artırılmasına, birleşen dava yönünden birleşen davanın reddine karar verilmiştir....
“Çoğun içinde az da vardır” ilkesine göre nafakanın kaldırılması talebi azaltılması talebini de kapsadığından yapılacak ekonomik – sosyal durum araştırmalarının sonucuna göre nafakanın kaldırılması yanında azaltılması da düşünülebileceğinden ayrıntılı araştırma yapılmaksızın yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05/11/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre, davalının gıda mühendisi olduğu, özel bir hastanede çalıştığı, Mart ayına ait ücret bordrosunda 766 TL, Mayıs ayına ait ücret bordrosunda ise 1316 TL maaş aldığı, annesine ait evde oturduğu anlaşılmıştır. O halde; çoğun için de az da vardır kuralı gereğince nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının yaptığı iş gereği yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
HD tarafından onanarak kesinleştirildiği, mahkemenin 01/04/2021 tarihli bu kararı ile çocuğun 15/02/2020 tarihinden bu yana babanın yanında kaldığının ispatlandığı, bu nedenle nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Dosya kapsamında tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların müşterek çocukların velayeti davalı annede bulunur iken İzmir 3....