"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı vekili Av. ...'nün dosya içerisinde vekaletnamesi bulunmamaktadır. Vekaletnamenin ibrazının istenilmesi, ibraz edilmediği taktirde kararın ve temyiz dilekçesinin davalı asile tebliği ile temyiz süresi de beklenilip tebliğ belgesinin eklenilmesi, 2-İncelemesine gerek görülen; a-Antalya 4. Aile Mahkemesinin 2009/1094 esas-2010/162 karar sayılı nafakanın kaldırılması, b-Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2009/19366 takip sayılı, c-Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2009/4229 sayılı takip, d-Antalya 2. Aile Mahkemesinin 2009/513 esas sayılı soybağının reddi dosyasının, e-Antalya 1. Aile Mahkemesinin 2008/482 esas- 2008/592 karar sayılı evlat edinme, f-Antalya 4....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, kaldırılmasına karar verilen yıllık yoksulluk nafakası miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan, davalı-davacı erkeğin açtığı nafakanın kaldırılması davasında verilen karar kesin olduğundan, davacı-davalının (kadının) yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine yönelik istinaf dilekçesinin ve davalı-davacı (erkeğin) yoksulluk nafakasının kaldırılması davasındaki vekalet ücretine yönelik istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı davalı kadın vekili süresinde verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı davacının ülke şartlarında yüksek maaş aldığını, müvekkilinin zenginleşmediğini yoksulluğunun devam ettiğini beyanla, davalı karşı davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ispatlanamamıştır. Davacı boşanma davacı sürecinde de, temyiz istemine konu iş bu davanın yargılama sürecindede çalışmamaktadır. Davalı boşanma davası sürecinde de temyiz istemine konu iş bu yargılama sürecinde de; otomotiv sektöründe çalışmaktadır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun .... maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, boşanma davasının kabul edildiğini, yoksulluk nafakasının 500 TL olarak belirlendiğini, nafaka dışında herhangi bir gelirinin olmadığını belirterek nafakanın 500TL'den 1.000TL'ye artırımına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının ailesinin ekonomik durumunun oldukça iyi olduğunu, ödeme gücü olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; nafakanın 700TL'ye artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre; nafakanın kaldırılması veya yeniden belirlenmesi için tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir. Bu nedenle; nafaka, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile artırılabilir veya indirilebilir. Ayrıca, BK.19 (TBK 26) ve 20. (TBK 27.) maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa, güven sorumluluğu ve ivazsız iktisabın korunmazlığı ilkesi (TMK 2) gereğince sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
Mahkemece, davalının sabit işi ve geliri bulunduğu ve dosyada mevcut işe giriş bildirgesinden de bu durumun belgelendirilmiş bulunduğu, davalının maaşı davalıyı yoksulluktan kurtarmasa da davacının ekonomik ve sosyal durumu itibarıyla davacıyı nafaka yükümlülüğü altında tutmanın hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davalının düzenli işe başlaması ve geliri olmasına rağmen nafaka tahsil etmeye devam etmesi nedeniyle nafakanın haksızlığının hukuken sabit olduğu dava tarihinden geçerli olmak üzere tahsil edilen nafakanın davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....