Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava bakımından: taraflar arasında anlaşmalı boşanma kararı ile çocuğun velâyetinin babaya bırakıldığı ve anne ile kişisel ilişki tesis edildiği, kişisel ilişki kararının infaz kabiliyetinin bulunmadığı, kişisel ilişkiye ilişkin kararın muğlak ifadeler barındırdığı, haftalık, yıllık, dini bayram ve tatil günlerindeki kişisel ilişki günlerinin net olarak belirlenmediği, bu nedenle icrasının imkansız olduğu, hafta içi dört günlük oldukça geniş saat aralıklarında davacı anne ile kişisel ilişkinin tesis edilmiş olduğu, dosyaya ibraz olunan sosyal inceleme raporlarına göre davacı anne ile yatılı şekilde ve raporda belirlenen şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olacağı, hükme esas alınan rapora göre kişisel ilişki tesisine ilişkin ilk kararda belirlenen kişisel ilişki günleri sınırlandırıldığından asıl davanın reddine karar vermek gerektiği, birleşen dava bakımından...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında velayeti anlaşma uyarınca anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki konusunda herhangi bir düzenleme yapılmayarak konu hâkimin takdirine bırakılmıştır. Mahkemece kişisel ilişki düzenlenmiş, davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden uzman raporu alınmaması nedeniyle hüküm temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

        görüş günlerinde kişisel ilişki tesisine karar verildiği görülmüş ise de; kişisel ilişki düzenlenirken infazda zorluk ve tereddüt oluşturmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi gerekmektedir....

          Davacı kişisel ilişki kurulması istenilen 19/07/2017 doğumlu Elifnur Ergin'in anneannesidir. Davacının kızı ve çocuğun annesi Zeynep vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun anneannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK.md.325). Davacının kızı olan çocuğun annesi öldüğüne göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi ve davacılar ile torunu arasında kişisel ilişki kurulmasının gerektiği açıktır. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki isteme hakkı mevcutsa da; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan kişisel ilişki genişliğinde olması beklenemez. Ancak; anneanne, babaanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bu yakınlarıyla sağlıklı bir ilişki gelişimini onların da torun sevgilerini karşılayacak yeterlilikte olmalıdır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2016/12752 E.2017/2816K.)...

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadının açtığı boşanma davası, ilk derece mahkemesince kabul edilmiş, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacıya anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 300 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, davacı kadın tarafından süresinde kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 19.04.2017 tarihli kararıyla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ortak çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki süresinin sınırlandırılmasına karar vermiş, davalı erkek tarafından bu karara karşı süresinde temyiz yoluna başvurulmuştur....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların 16/12/2014 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, velayetin davalı anneye verildiği, müşterek çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı baba boşanma davası sırasındaki koşulların aleyhine olacak şekilde değiştiğini ve ayrıca küçük ile daha sağlıklı bir ilişkilerinin olması gerektiği bu nedenle kişisel ilişkinin genişletilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece ortak çocuk ile davacı babası arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesine karar verilmiş, kişisel ilişki kurulurken çocuğun 4 ve 6 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır....

              Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Anne ile davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davalının hiç bir hukuki temeli olmadığı halde, yeni eşini baba olarak tanıtması, çocuğuna bu konuda doğruyu söylememesi davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babasını kaybetmiş çocuğun bu eksikliğini gidermesi için büyük anne ve büyük baba ile vakit geçirmesi onun yararına olacaktır. Davacılar ile torun arasında kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine aykırı olduğuna dair mahkeme gerekçesi kabul edilemez. Kişisel ilişki hakkının engellenmesi hukuka aykırıdır. Davacılar ile torunları arasında çocuğun yaşına, eğitim durumuna, sosyal yaşamın gereklerine uygun zaman ve koşullarda kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                ilişki kurulmasına karar verilmiştir.Taraflar halen farklı ilçelerde oturmakta olup, farklı şehirlerde oturuyor olsalar dahi gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmamıştır....

                  Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu