WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının velayetleri kendisine bırakılan çocuklarla, anneleri arasında kişisel ilişki tesis edilmemesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazları yersiz olduğundan reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Velayeti babaya bırakılan çocuklar ile aynı şehirde oturan anneleri arasında her haftasonu kişisel ilişki kurulması davacı babayı haftasonları eve bağımlı hale getireceği gibi, kendisinin çocuklarla haftasonu tatili geçirmesini, velayeti gereği gibi kullanmasını engelleyecek niteliktedir....

    Sadık Akın ile aralarında kişisel ilişki kurulmasını dava ve talep etmiştir....

    Ayrıca, kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenleme yapılması her zaman istenebilir. Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun on yaşını tamamlayana kadar ve on yaşını tamamladıktan sonra olmak üzere ayrı ayrı kademeli kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsizdir....

    Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Yine müşterek çocuk ile baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin ....’da, babanın ise....'da oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....

      Bu tüir kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir. Tüm dosya kapsamından bu aşamada çocuk ile davalı arasında kişisel ilişki kurulması çocuğun psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine neden olduğu ve yüksek yararına uygun düşmediği anlaşıldığından, talebin kabulü ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilecek yerde yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        Davalının istinaf dilekçesinde çocuk ile davacı anneanne ve müdahil anne arasında arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın bölge adliye mahkemesinin istinaf incelemesi sadece anne ile çocuk arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden yapılmış; çocuk ile anneanne arasında tesis edilen kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebi incelenmemiştir. Çocuk ile anneanne arasında kurulan kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin incelenmemiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....

          İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davacı -davalı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun beş yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı belirtilerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Bu bakımdan babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

            Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK md. 183.) Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Vesayeti anneannede olan çocuk ile baba arasında talep olmamasına rağmen "aynı yer", "ayrı yer" ayrımı yapılarak, covid izni sonrası kişisel ilişki tesisi şeklinde terditli şahsi ilişki tesisine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden çocuğun yaşının küçük olması, babayla 10 yılda sadece bir kere görüşmüş olması, çocuğun bakım ve gözetimin yapılacağı ortamın belirsiz olması nedeniyle kurulan kişisel ilişki süresi uzundur....

            Bu durumda, tarafların görüşü de alınarak belirlenecek davalının yakınlarından birinin gözetiminde kişisel ilişki kurulmalıdır” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiştir. Uyma kararından sonra yapılan yargılama sırasında davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada gösterdiği tutum ve davranışları gerekçe göstererek her zaman yeniden kişisel ilişki tesisinin talep edilebileceğini şimdilik çocuk ile kişisel ilişki tesisine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada sergilediği davranışlar, refakatli görüşme kararına tepki olarak gelişmiş olup çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılmasına göre çocuk ile kişisel ilişki tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

              Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Mahkemece aldırılan sosyal inceleme raporunda çocuğun anne ile kişisel ilişki kurmasının çocuğun menfaatine uygun olacağı belirtilmiş ve dosyada da annenin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davalı ana ile çocuk arasında uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu