"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan maddi tazminat, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri ve kişisel ilişki yönünden; davacı-davalı kadın tarafından ise maddi tazminat miktarı, manevi tazminat talebinin reddi ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece 2007 doğumlu ortak çocuk .... ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken baba yanında yatılı olmayacak şekilde bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır....
her ayın 1. ve 3 Cumartesi sabah saat 10:00'dan aynı gün akşam saat 18:00'e kadar yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan uzman raporu, sosyal hizmetler tarafından düzenlenen raporlar, taraflar arasındaki ceza davaları ve koruma kararları, tanık beyanları, annenin yaşam şekli dikkate alındığında çocuklar ile anne arasında "yatısız" olarak kişisel ilişki kurulmasının çocukların yaşları itibariyle üstün yararlarına olduğu, davacı babanın dava dilekçesinde dahi anne ile çocuklar arasında 2 haftada 1 gün kişisel ilişki kurulması talep ettiği halde mahkemece ayda 1 kere kişisel ilişki kurulması, kişisel ilişki saatlerinin süresi küçüklerin üstün yararlarına, menfaatlerine aykırı olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle Çatalca 1....
ilişki kurulmasına karar verilmiş, Dairemizin 29.02.2016 tarih ve ... sayılı ilamı ile baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin yetersiz olduğu belirtilerek, hafta sonu ve dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin yanı sıra baba yanında yaz aylarında ve sömertr tatilinde de kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Kadının bu talepleri hakkında yasal süresinde usule uygun şekilde talep edilmediğinden “Karar verilmesine yer olmadığına dair karar’ verilmesi gerekirken yazılı şekilde kadın lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayeti davacı-davalı kadına bırakılan müşterek çocuk ... 07.07.2014 doğumludur.Mahkemece ortak çocuk ile baba arasında "aynı yerde oturmaları hali" ve "ayrı yerde oturmaları" hali için ayrı ayrı ve yine yaşa göre değişen kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar aynı şehirde oturdukları gibi günümüzdeki ulaşım araçlarının kolaylığı da dikkate alındığında kişisel ilişki tesisinde taraflar ayrıca talep etmedikleri takdirde aynı yer, ayrı yer ayrımı yapılması da doğru değildir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun, sağlık, eğitim ve ahlak, bakamından yararları esas alınmalıdır (TMK m. 182/3). Çocuğun yaşı dikkate alındığında anne nezaretinde öngörülen kişisel ilişki çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 06/12/2019 tarih, 2019/451 Esas ve 2019/588 Karar sayılı kararda anne ile müşterek çocuklar arasında "Her sene okul tatili dönemlerinde 20 Ocak, 5 Şubat ve 1 Eylül tarihleri arasında şahsi ilişkinin bu şekilde kurulmasına, şahsi ilişki sırasında oluşacak masrafların davacı tarafça karşılanmasına" şeklinde kişisel ilişki kurulmuş ise de, kişisel ilişkinin bu hali ile infaz kabiliyeti bulunmadığı gibi, kişisel ilişkiden beklenen amaç, kişisel ilişkinin mahiyeti, ortak çocukların yaşları, gelişimleri de dikkate alındığında bu şekilde tesis edilen kişisel ilişki babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacaktır. Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların değişen şartlara göre her zaman değiştirilmesi mümkündür....
Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun anne veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi anne veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında annelik veya babalık duygularının tatmini de önemlidir. Somut olayda, davacı anne ile davalı babanın 2010 yılında boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, davalı babayla müşterek çocuğun yaklaşık dokuz yıldır kişisel ilişki kurmadığı, çocuğun babasını hatırlamadığı, aralarında kurulması gereken duygusal bağı kuramadıkları, küçüğün babasını zihninde canlandırmakta zorlandığı, bu nedenle babası ile görüşmekten kaçındığı anlaşılmaktadır....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, ortak kız çocuğun velâyetinin annesine verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini ancak babanın kişisel ilişki günlerinde ortak çocuğu seni annenden alacağım, bir daha annene göstermeyeceğim şeklinde tehditlerde bulunduğunu, kişisel ilişkiyi zedelediğini, şiddete ve korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunduğunu, bu nedenle ilgili mahkeme ilamı ile takdir olunan kişisel ilişki tesisi kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. II....
Cumartesi günleri saat 10:00'dan Pazar günleri saat 18:00'a kadar, her yılın dini bayramlarının 2. günleri saat 10:00'dan 3. günleri saat 18:00'a kadar, her yılın Temmuz ayının 1. günleri saat 10:00'dan 7. günleri saat 17:00'a kadar kişisel ilişki tesisine." şeklinde kişisel ilişki kurulmuştur. Karar davacı baba tarafından kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması talebiyle temyiz edilmiştir. Dosya kapsamındaki sosyal inceleme raporları dikkate alınarak davalı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması gerekirken çocuğun üstün yararına uygun olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m.370/2)....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kişisel ilişki süresinin az olduğunu, uzman eşliğinde ve belli bir ilçe sınırları içinde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığını belirterek; kararın kaldırılarak talepleri gibi hüküm kurulmasını talep etmiştir. 2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; her hafta kurulan kişisel ilişkinin babanın velâyet görevini yerine getirmesini ve hafta sonları çocuğu ile zaman geçirmesini engellediğini ve davacılarla anneye verilebilecek sürelerle fazla kişisel ilişki tesis edildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....