Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararın kişisel ilişkiye ilişkin gerekçesinde, baba hakkında düzenlenen iddianame içeriği ve idrak çağındaki Abdulaziz’in görüşü dikkate alınarak baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının uygun görülmediği belirtilmesine karşın; kararın hüküm sonucu bölümünde baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir. Davalı-davacı, kendisi hakkında düzenlenmiş bir iddianame bulunmadığı, çocuğun da kendisi ile görüşmek istediği ve kişisel ilişki yönünden kararın gerekçesi ve hüküm sonucunun çeliştiğinden bahisle, istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesi, davalı-davacının kendi davası ve kusur belirlemesi dışındaki istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Hüküm, yukarıda belitilen nedenlerle temyiz edilmiştir....

    Aile Mahkemesinin 2014/961 esas sayılı dosyasında baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki eldeki davada kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha geniş nitelikte olup, baba ile ortak çocuk arasında babalık duygularını tatmin bakımından dosya kapsamına uygundur. ../.... Toplanan delillere göre, eldeki davada baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektiren bir husus kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, davacı annenin ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Olmadığı Takdirde Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba ortak çocuklar.... ve...’in velayetlerinin tarafına verilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ortak çocuklarla kendisi arasında kişisel ilişkinin kurulmasını talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının velayete ilişkin talebinin reddine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Hüküm davalı anne tarafından kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; velayetine bırakılan çocukla davalı arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kararla müşterek çocuğun velayeti davacıya bırakılmış, davalı ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmiş, karar davacının sadece kişisel ilişki yönünden temyizi üzerine, Yargıtayca 25.02.2013 tarihinde kişisel ilişki yönünden "eksik araştırma" sebebiyle bozulmuştur. Taraf vekilleri, bozmadan sonra ki 12.09.2012 tarihli oturumda "bozmaya uyulmasını" istemişlerdir. Mahkemece, bozmaya uyulup uyulmaması hususunda bir karar verilmeksizin, bozmada açıklandığı yönde bir araştırma ve inceleme de yapılmaksızın, kişisel ilişki konusunda bozulan ilk hüküm gibi hüküm kurulmuştur. Bu haliyle karar direnme niteliğindedir....

          Üçüncü kişilerin koşulları gerçekleştiği taktirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak kişisel ilişki süresi aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmeye elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Davacı amca ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, her ne kadar babanın ölümünden sonra anne ile amca arasında babadan miras kalan taşınmazlarla ilgili sorun yaşandığı belirtilse de, kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, kişisel ilişki nedeniyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi veya davacının bu hakkı amacına aykırı şekilde kullanması durumunda kişisel ilişkinin kaldırılması veya koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği hususları dikkate alındığında ve de uyuşmazlığın çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil dosyada bulunmadığından doğrudur....

          ile küçük arasında kademeli olarak kişisel ilişki düzenlemesi yapıldığı, kişisel ilişkinin değişen koşullara göre yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği, kişisel ilişkiye karar verilirken gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden küçük ile davacı arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olmasının doğru olmadığı, küçüğün istinaf inceleme tarihindeki yaşı dikkate alındığında küçük ile davacı arasında talep ile bağlı kalınarak yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmamasının doğru olmadığı, çocukla üçüncü kişiler arasında kurulacak kişisel ilişkinin anne ve babaya tanınacak genişlikte ve babanın velâyet görevini engelleyecek nitelikte olmaması gerektiğinden bir ayda iki hafta sonu kişisel ilişki kurulmasının doğru görülmediği, davacının talebinin torunu ile makul sürede kişisel ilişki kurulması olduğu, mahkemece "davanın kısmen kabulü" ifadesi kullanılmışsa da davacının davasının tamamen kabul edilmiş olduğu, davanın reddedilen bir...

            Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 42). Dosyada annenin çocuklarıyla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşe-ceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davacı ile çocukları arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti annede bulunan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken, ayın belirli hafta sonları, yaz tatilleri ile yarıyıl tatilleri ve dini bayramlarda yatılı kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

                Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir. Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir....

                  Hukuk Dairesi'nin 25/04/2022 tarihli 2022/2648 esas sayılı ilamı) "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Tarafların müşterek çocuğu 2002 doğumludur. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır....

                  UYAP Entegrasyonu