Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı erkek vekili istinafa konu yerel mahkeme kararını sadece yoksulluk nafakası yönünden istinaf etmiştir. İstinafa konu yerel mahkeme kararı ile davalı kadının aylık 500,00 TL olan yoksulluk nafakasının 250,00 TL'ye indirildiği, buna göre davacı erkek vekilinin istinafa konu ettiği miktarın reddedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına yönelik olduğu, kaldırılması istenen 250,00 TL yoksulluk nafakasının bir yıllık miktarının ise 3.000,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 4.400,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu nazara alınarak, kesinlik sınırı altında kalan davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili; yoksulluk nafakasının miktarı ve toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; bu yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada yoksulluk nafakasının miktarı ve toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ... olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 175 ...,176 ncı maddeleri. 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı ile müşterek çocuğa ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının günün koşullarına ve artan ihtiyaçlara göre yetersiz olduğunu belirterek, 175 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 475 TL'ye; 100 TL olan iştirak nafakasının ise aylık 400 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir....

      Aile Mahkemesinin 2017/262 Esas, 2017/331 Karar sayılı ilamı ile müvekkili lehine 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verildiği, hükmedilen nafakanın üzerinden 4 yıl geçtiğini, müvekkilinin giderlerinin arttığını, ihtiyaçlarının da arttığını, kira ödediğini, davalının durumunun daha iyi olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakasının 600 TL arttırılarak, müvekkili lehine aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı için aylık 400,00 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 100,00 TL arttırılmasına, toplamda davacı için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan üfe oranında arttırılmasına şeklinde karar verildiği görülmüştür....

      Aile Mahkemesinin 2004/991 esas ve 2004/241 karar sayılı ilamı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kadının yoksulluk nafakasına hükmedilen tarihte de öğretmenlik yaptığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar taraflar serbest iradeleri ile anlaşmalı boşanma davasında yoksulluk nafakası ödenmesini kabul etmiş iseler de bu hal tarafların iradeleri dışında ekonomik durumlarında gerçekleşen olumsuz koşulların göz önünde tutulmasına engel teşkil etmeyecektir. Somut olayda, taraflar 2004 yılında boşanmış, eldeki dava ise 2019 tarihinde açılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine hükmedilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında, Türk Medeni Kanunu'nun 176/1. maddesi nazara alınarak, hâkimin takdir yetkisi çerçevesinde "toptan ödeme" kararı verilmesinde kanuna aykırı bir durum yok ise de; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu gözönüne alındığında, davalı-karşı davacı yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakası miktarı az olmuştur. Ayrıca, hükmolunan toptan yoksulluk nafakası karşılığının, iki yıl süre ile sınırlı olacak şekilde belirlenmesi de hatalı olmuştur....

        O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.10.2019 (Çrş.)...

          Görülmekte olan davada davacı kadın yararına yoksulluk nafakası konusunda verilmiş ve kesinleşmiş bir karar bulunmadığı gibi, mahkemece bozma kararına uyulduğu halde koşulları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilecek yerde, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2017 (Pzt.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dairemizin 22.02.2016 tarihli bozma kararında, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde sadece tedbir nafakası talep ettiği halde mahkemece talep aşılarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahalli mahkemece bozma ilamına uyulmakla birlikte yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken, “takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına” şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

              Durum böyleyken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına koşulları oluşmadığı halde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.04.2013 (Per.)...

                UYAP Entegrasyonu