AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2019/939 ESAS - 2021/269 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (NAFAKANIN ARTIRIMI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin Trabzon Aile Mahkemesinin 2008/346 E. ve 2009/255 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma sonucunda eşlerin müşterek çocukları 01/01/1997 doğumlu Burak Ustabaş ve 17/01/2003 doğumlu Büşranur Ustabaş'ın velayeti müvekkine bırakıldığını, müşterek çocuklara bu ilamda nafaka bağlanmadığını, ancak ağırlaşan hayat şartları karşısında çocuğun masraflarının, okul ve dershane giderlerinin artması sonucu müvekkilinin müşterek çocuklara nafaka bağlanması için Trabzon Aile Mahkemesinde 2014/99 E. sayılı dosya ile dava açıldığını, Trabzon Aile Mahkemesinin 11/06/2015 tarih, 2014/99...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/718 KARAR NO : 2023/963 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : RİZE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2022 NUMARASI : 2022/321 ESAS - 2022/702 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (NAFAKANIN ARTIRIMI) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile Rize Aile Mahkemesinin 2018/562- 2019/10 E-K sayılı, 10/01/2019 tarihli kararı ile boşandıklarını, müşterek iki çocuklarının olduğunu, boşanma ilamı neticesinde çocukları lehine 300,00'er TL'den toplamda 600,00....
Reddedilen yoksulluk nafakası miktarının yıllık toplamının (300 TLx12=3.600 TL) karar tarihi itibariyle HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince davacının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiştir....
İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına ödenmesine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı- karşı davacı erkek vekili ; kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yoksulluk nafakasının miktarına yöneliktir. 2....
Davacı taraf indirilen yoksulluk nafakasına, davalı taraf, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddini ve indirilen yoksulluk nafakası miktarını istinaf etmiştir. Davalının istinaf başvurusu yönünden; Dosya kapsamından, kabul edilen yoksulluk nafakası miktarının, bir yıllık toplam tutarının 400x12= 4.800 TL, olduğu, Davacının istinaf başvurusu yönünden; Dosya kapsamından, davacının kaldırılmasını talep ettiği yoksulluk nafakasının bir yıllık toplam 750x12=9.000 TL olduğu, davacının indirilmesine karar verilen yoksulluk nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının 350x12= 4.200 TL olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE )MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,ancak davalının SGK'dan emekli olduğunu ve halihazırda kendisinden fazla geliri bulunduğunu, yine bu gelirinin de düzenli bir gelir olduğunu ileri sürerek; davalının emekli olma tarihinden itibaren lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır....
Nur lehine de aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılması sonucu yoksulluk nafakasını ödeyemeyecek duruma düştüğünü, davalının ise sigortalı olarak bir bebek mağazasında çalıştığını belirterek, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının hükmedilen yoksulluk nafakasını düzenli olarak ödemediğini, davalının kendisi ve müşterek çocuk için hükmedilen nafakalar ödenmediği için geçim sıkıntısı çektiğini, davalının ara ara çalıştığını, bu durumun SGK hizmet dökümü ile anlaşılacağını, davalının sabit bir işi bulunmadığını, aylık 500 TL kira ödemesi olduğunu, davacının ise Iğdır'da çalışmakta olup nafaka ödememek için sigortalı olmadığını, aylık 3.000 TL geliri olduğuna ilişkin duyumları olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
günün sosyal-ekonomik koşullarına ve müşterek çocukların artan ihtiyaçlarına göre nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 300 TL'ye, iştirak nafakalarının ise ayrı ayrı 400'er TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı kadının kayıtsız şartsız olarak boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası talebi olmadığını bildirmiştir. Bu beyan, yoksulluk nafakasından feragat niteliğinde olup, davacı artık bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamaz. Öyle ise mahkemece bu ilkeler ışığında, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre, davalıya yoksulluk nafakasının bağlanmasından sonra SGK dan 800 TL aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. O halde;davalının aldığı maaş nazara alındığında; yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....