Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde; nafakanın düzenli ödendiğini, çocuğun eğitim masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını, nafakaya ilişkin mahkeme kararından sonra taraflar arasında düzenlenen protokol ile nafakanın 250 USD olarak belirlendiğini belirterek, davanın reddini, karşı davada ise iştirak nafakasının aylık 250 USD'ye indirilmesine ve bu miktar üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile taraflar arasında tanzim edilmiş protokol nazara alınarak müşterek çocuk için belirlenmiş nafakanın 250 USD olarak tespiti ile karşı dava tarihi olan 14.06.2011 tarihinden itibaren 250 USD olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Hükmün davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 26/06/2014 tarihli 2014/10522 esas 2014/10421 karar saylı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2022 NUMARASI : 2019/62 ESAS - 2022/42 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Arttırımı KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı, davalı tarafça istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması istenmiş ise de; dosyada incelemenin duruşmalı yapılmasının gerektirir bir eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tahkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2008/1213 Esas sayılı dosyasına sunulan protokol gereği, protokol hükümleri uygun bulunarak tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakılarak, çocuk lehine 1.000 TL iştirak nafakası ile protokolün 3....

    Taraflar arasındaki protokole göre; "Küçüğün velayetinin annesine verilmesine, 250 TL iştirak nafakasına, her yıl nafakanın enflasyon oranında arttırılmasına, Aslı'nın kreşe kayıt edilmesi kararlaştırıldığında kreşin tarafların ortak kararıyla seçileceği ve kreş ücretinin %50'sinin baba tarafından karşılanacağına" dair hüküm mevcuttur.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, taraflar müşterek çocuğun gönderileceği kreş konusunda anlaşamadıklarına göre; mahkemece "Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre çocuğun gidebileceği kreş gideri" belirlenerek bunun %50'sinden protokol gereğince davalının sorumlu olacağı dikkate alınmak suretiyle hükmedilecek nafakanın buna göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

      ilişkin protokol hükmünün iptali ve protokoldeki çocuğa ilişkin diğer mali yükümlülüklerin yeniden uyarlanmasına yönelik talebinin, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun ihtiyaçları karşısında iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı açık olup bu taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön yoktur....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Asıl dava yoksulluk nafakasının artırılmasına, birleşen dava ise bu nafakanın kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece boşanma kararındaki anlaşma protokolu gereğince nafakanın şartlı verildiği belirtilerek asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Tarafların boşanma davası dosyasındaki 28.03.2007 tarihli protokol hükümleri ile 05.04.2007 tarihli boşanma kararı okunup irdelendiğinde; davacının yeniden evlenmesine kadar davalının nafaka ile yükümlendiği anlaşılmaktadır....

        Somut olayda: Tarafların boşanmaları sonucu çocukların velayetleri ilkin davalı anneye verilmiş,sonrasında baba tarafından velayetin değiştirilmesi,anne tarafından iştirak nafakasının artırılması davaları açılmış,taraflar arasında 21.02.2018 tarihli protokol düzenlenmiş,bu protokol kapsamında kadın açtığı nafakanın artırımı davasından feragat etmiş ,velayetlerin değiştirilmesi hususunda da anlaşma üzerine erkeğin açtığı davada velayetin değiştirilmesine ve babaya verilmesine karar verilmiştir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının ödemekte olduğu 800 TL. yoksulluk nafakasının 150 TL.’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile,aylık nafakanın 400 TL.’ye indirilmesine karar verilmiştir. Taraflar yaptıkları protokol gereği TMK'nun 166/3 madde hükmü gereğince boşanmışlardır. Bu durumda yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle Türk Medeni Kanunun hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece kanunun, emredici nitelikte kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda taraflar serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. Md.19). Aynı zamanda sözleşenler ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler....

          verilmesini talep ve dava etmiştir İlk derece mahkemesi tarafından dava konusu yapılan protokolün ilam niteliğinde olmadığı, boşanmaya ilişkin kararının tetkikinde boşanmanın sonucu olarak denkleştirme yükümü haricinde herhangi bir husus belirtilmediği gibi, ilgili protokolün ve anlaşmanın boşanmanın eki niteliğinde bulunduğunun belirtilmediği, protokol hükümlerinin de karar da gösterilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı kadının istinafı üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin reddine karar verilmiş olup bu karara karşı davacı tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur....

            Davalı vekilleri cevap dilekçelerinde; müşterek çocuk lehine, taraflar arasındaki boşanma ve ferilerine esas protokol gereğince, taktir edilen nafakanın sözleşme içeriğine göre müteakip her yıl için yıllık enflasyon oranında arttırılacağının hüküm altına alınmış olduğunu, yaşam koşullarının davalı için de zorlaşmış olduğunu, davalının görüşü alınmadan müşterek çocuğun özel okula başlatılmış olduğunu, boşanma tarihinden bu yana davalının zenginleşmesinin söz konusu olmadığını, davacının fakirleştiği kabul edilse bile bunun sorumluluğunun kendisine ait olduğunu savunarak davanın reddini olmazsa nafakanın hakkaniyete uygun olarak arttırılmasını dilemişlerdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından 19.10.2021 tarihli mahkeme kararının tashihine yönelik ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca TMK 166-3 çerçevesinde açılan boşanma davasında mahkemeye sunulan 06.02.2014 havale tarihli protokol içeriğinde ve yine 06.02.2004 tarihli duruşma zaptında davacı erkeğin beyan içeriği ve mahkemenin gerek kısa karar, gerekse gerekçeli kararında çocuklar için ayrıca iştirak nafakasının düzenlendiği, hükmolunan nafakanın davalı kadın için hükmolunduğunun açıkca belirtilerek karara bağlanmış bulunması ve TMK 176 son madde gereğince yoksulluk nafakasının ödenme biçimini düzenleyen ÜFE-TÜFE deki artışa atıf yapılması karşısında,nafakanın davalı kadın yararına ve yoksulluk nafafkası olarak hükmolunduğu...

                UYAP Entegrasyonu