Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinde 24.01.2013 tarihinde nafaka artırım davası açtığını, davacının açmış olduğu nafaka davasının Isparta 1. Aile Mahkemesinde 2013/94 esas numarası ile görüldüğünü ve 21.03.2013 tarihinde karara bağlandığını, nafakanın yıllık TEFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, davacının yeniden dava açmasının yerinde olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalı erkeğin boşanma davası esnasındaki ve nafakanın artırılmasına ilişkin bu davanın açıldığı sıradaki ekonomik şartlarının aynı olduğu, boşanma davasından sonra davalının gelirinde ayrıca bir artış olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, boşanma davasının üzerinden uzun bir zaman geçmeden ve davalının ekonomik gelir düzeyinde TÜFE oranının üzerinde belirgin bir artış olmadan nafaka artırım talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı kanaatine varıldığından; açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Dava; yardım nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılmasına karar verilebilir. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır. Artırılması istenen nafaka 27.06.2011 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, eldeki artırım davasının açıldığı 18.07.2012 tarihine kadar geçen 1yılı aşkın sürede tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafaka alacaklısının ihtiyaçları değişmiştir....

      Aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmayan çocuklardan her biri için istinafa konu hükmedilen nafakanın asıl dava yönünden aylık indirim miktarı talebi 250,00 TL olup yıllık karşılığı 3.000,00 TL'dir. Birleşen dava yönünden her bir çocuk için aylık artırım miktarı talebi 250,00 TL olup yıllık karşılığı 3.000,00 TL'dir. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm asıl ve birleşen dava yönünden yıllık nafaka indirim ve artırım miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası artırım davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde;davalı ile 2009 yılında boşandıklarını,boşanma ile lehine aylık 150 TL nafakaya hükmedildiğini,kirada oturması,ihtiyaçlarının olması ve günün ekonomik koşulları nedeniyle hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını,davalının ise nakliye işi ile uğraşıp gelirinin yüksek olduğunu belirterek,aylık 150 TL'lik nafakanın 850 TL artırılması ile aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

        SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacının nafaka artırım davasına yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacının nafakanın azaltılması davasına yönelik temyiz itirazlarının ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.01.2019 (Pzt.)...

          Ancak, mahkemece uyulan dairemizin bozma ilamında nafakanın 275 TL olduğu açıklanmış ise de, 1991 tarihinde davacı lehine 275.000 TL (eski) yoksulluk nafakasına hükmedildiği, işbu dava tarihi itibariyle bunun 0,275 TL olduğu, bozma ilamında maddi hata sonucu 275 TL olarak belirtildiği gözönüne alındığından, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar fazla olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değildir. Mahkemece yapılacak iş, daha önce hükmedilen nafakanın 275.000 TL(eski) olduğu gözönüne alınarak ve endeks uyarınca artış yapmak suretiyle nafakanın artırılmasına karar vermek olmalıdır....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; müşterek çocuk Zeynep Ülkühan'ın devlet okulunda okuyup Kastamonu şartlarında aynı statüde bir öğrencinin giderleri ile kıyas edildiği zaman, davacının gelir durumuna göre ödediği nafakanın hakkaniyete uygun olmadığı, çocuğun ihtiyaçları ve bulunduğu sosyal çevreye göre yıldan yıla yapılan artışlarla nafakanın davalının ödeme gücüne nazaran bir miktar fazla hale gelerek taraflar arasındaki ekonomik dengenin bozulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ÜFE artışlarıyla 1.816,89 TL olan nafakanın dava tarihinden itibaren 566,89 TL indirilerek 1.250,00 TL'ye düşürülmesine, bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

            Davacı kadının mevcut yoksulluk nafakasında aylık 475,00 TL artırım istediği, mahkemece nafakada aylık 200,00 TL artırım yapılarak davacının aylık 275,00 TL'lik talebinin reddedildiği, reddedilen 275,00 TL'lik nafakanın bir yıllık tutarının 3.300,00 TL'ye, 200,00 TL artırımın yıllık miktarının ise 2.400,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2021 tarihi itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, dolayısıyla kesinlik sınırı altında kalan her iki tarafın istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocukların bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocukların menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artırım miktarı da makul olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Buna göre, önceki artırım davasının açıldığı 20.06.2012 tarihi ile eldeki artırım davasının açıldığı 04.09.2013 tarihi arasında yaklaşık 15 ay geçmiştir. Aradan geçen bu sürede davacının ihtiyaçları doğal olarak artmış, davalının gelirinde de en az ÜFE oranında iyileşme meydana gelmiştir. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, iki dava tarihi arasındaki endeks artış oranları ve TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de dikkate alınarak nafakanın en azından ÜFE endeksi artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu