Diğer yandan; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; çocuk için takdir edilen aylık 1000.00 TL iştirak nafakası miktarı hakkaniyete uygun olduğundan davalı vekilinin nafakanın miktarına ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak dosya kapsamına göre yargılama sırasında çocuğun Ortaca İmam Hatip Devlet Yurdu'nda kaldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada velayetin değiştirilmesi kararı nedeniyle iştirak nafakasına hükmedildiğinden dosya kapsamına göre iştirak nafakasının velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesiyle hüküm ve sonuçlarını doğuracağı dikkate alınarak iştirak nafakasının başlangıç tarihinin velayet kararının kesinleşme tarihi olması gerekir iken mahkemece dava tarihinin esas alınması doğru bulunmamıştır....
Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların İzmir 5. Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı 29/01/2013 kesinleşme tarihli kararı ile TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, kadın lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, Eskişehir 5. Aile Mahkemesi'nin 2021/1537 E sayılı dosyası kapsamında taraflar arasında nafakanın kaldırılması/ indirilmesi davası görüldüğü ve Uyap'tan yapılan sorgulama uyarınca bu dosyada red kararı verilerek, bu kararın 09/12/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Yukarıdaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamı uyarınca; tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında, hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu, ilk derece mahkemesince nafaka miktarına yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı kanaatine varılmış ve tarafların bu yönden istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak; Davacı kadın, iştirak nafakası için yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Nafaka alacağına, nafakanın muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece davacının faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemesi yerinde değildir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/10/2021 NUMARASI : 2017/1017 ESAS - 2021/606 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : AV.T6 DAVALI : T1 VEKİLİ : AV.T3 DAVANIN KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi İSTİNAF KARAR TARİHİ:03/11/2022 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİHİ :03/11/2022 İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı -birleşen davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle;"......
Sayılı ilamı ile hükmedilen nafakanın iş bu tarih itibariyle nafaka tutarında fahiş artışlar yapıldığını belirterek kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkemece aksi kanaatte ise nafaka tutarının indirilmesine, karar verilmesini talep etmiş olup, nafakanın ÜFE oranında artırılması kararının kaldırılmasına veya azaltılmasına yönelik bir talebi bulunmadığı görülmüştür. HMK 26. Maddesine göre Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile, nafakanın indirilmesi talebi gibi değerlendirilerek yoksulluk nafakası, için hükmedilmiş olan ÜFE oranındaki artış kararının kaldırılması ve yeniden düzenleme yapılması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Nafakanın Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; düzeltilerek onanmasına dair Dairemizin 15.12.2011 gün ve 11185-22300 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi - Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-* Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Artırılması-Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişki Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden; davalı-karşı davacı tarafından ise iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadına takdir edilen yoksulluk...
İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır (HMK m. 141). Davalı kadının yoksulluk nafakası talebine ilişkin davacının muvafakati olduğuna dair bir beyan da yoktur. Durum böyleyken, davalının süresinden sonra talep ettiği yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde bu talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.02.2018(Salı)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir....