Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması talepli dava açtığını, 2020/347 Es sayılı bu dosyada mahkemenin müşterek çocuğun velayetini davalıya verilmesine, 750 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına hükmettiğini, davalının Kastamonu ilinde ikamet ettiğini, ancak müşterek çocuk Efsa Sıla Aydın'ın velayeti davalıda olmasına rağmen uzun süredir kendisi ile yaşadığını, müşterek çocuğun şu anda Sinop Anadolu Lisesi'nde öğrenimine devam ettiğini, çocuğun tüm bakım ve ihtiyaçlarının, okul masraflarının bu zamana kadar tarafınca karşılandığını, davalının velayete dayanarak çocuğu alma talebinde bulunduğunu, velayetin getirdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, çocuğun kendisinin de kendisi ile yaşamayı ve velayetinin kendisine verilmesini istediğini, açıklanan nedenlerle müşterek çocuk Efsa Sıla Aydın'ın velayet hakkının çocuğun üstün yararı gereği davalıdan alınarak tarafına verilmesine, davalının müşterek çocuk için 1.000,00 TL iştirak nafakası ödemesine...
Davalı-karşı davacı vekili; asıl davada iştirak nafakasına hükmedilmesi, karşı davada, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası davasının kabulüne karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava, iştirak nafakasının artırılması, karşı dava ise, velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakası bağlanmasına ilişkindir....
Velayet düzenlemesi yapıldığında çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür(TMK 182.md),ana-babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası,çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkindir,hakim talep olmasa dahi"açıkça nafaka istemiyorum"şeklinde bir beyanın varlığı dışında kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta ayrıca harç alınması da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava haline getirmez.Kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferisi niteliğindeki nafaka talebinin bağımsız bir dava olduğunu kabul etmek usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği gibi ,iştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunu beklemek çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracaktır.Hatta...
Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendiril mesi gerekir. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince davalının çalışmaya başladığı ve yoksulluğunun son bulduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını,mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebinde bulunmuştur. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07/10/1998 tarih ve 2- 656- 688 sayılı kararında da belirtildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Somut olayda; tarafların 01/12//2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, söz konusu davada kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, açılan nafakanın arttırılması davası kapsamında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Davacı erkek vekili, davalı tarafça davacı erkek hakkında iştirak nafakaları için İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2023/2721 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını belirterek çocuk baba yanında olmakla ve velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması davası açtıklarından icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir. (YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih. 2014/2-695 esas 2016/522 karar sayılı ilamı) Hal böyle olunca: süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı tarafın cevap dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat talebi hakkında " karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı dava dilekçesinde, nafakanın çocuğun yanına geldiği tarihten itibaren kaldırılmasını talep etmiş, istirdat talebi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu konuda açılmış bir dava bulunmadığından ilk derece mahkemesinin " davacı tarafça her ne kadar nafakanın istirdatı talep edilmiş ise de, istirdat talep edilen nafakanın değeri bildirilerek harcı yatırılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" şeklindeki gerekçesinin doğru olmadığı, "istirdat talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde gerekçe değiştirilmek suretiyle davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık miktarı değerlendirilir. İlk derece mahkemesince müşterek çocuk için kabul edilen nafakanın yıllık miktarı 330,00x12=3.960,00TL'dir. Dolayısıyla bu rakam, karar tarihindeki 5.390,00TL olan kesinlik sınırının altındadır ve karar istinaf talebinde bulunan davalı taraf yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı-karşı davacı vekilinin, istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin karara ilişkin olması dikkate alınarak, HMK.'nun 341/4 ve 352- (1)-b maddeleri gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı-karşı davacı vekilinin Hatay 1....
Dosya kapsamında alınan raporlar, tanık beyanları ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde küçüğün kanun gereği annede olan velayetinin değiştirilmesi gerektirir bir durum bulunmadığından velayetin annede kalmasının küçüğün menfaatine olduğu anlaşılmıştır. Asıl davada ilk derece mahkemesince velayet yönünden TMK 337/1.maddeye ilişkin bu tespit belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Yine dosya kapsamı itibariyle erkek tarafından açılan velayetin değiştirilerek babaya verilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasına dair birleşen davadaki taleplerin reddine karar verilmesi doğrudur. Bu haliyle, davalı-davacı erkeğin velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
-TL ödenmediğini, aylık nafakanın 400,00.-TL olduğu dikkate alındığında müvekkiline bu miktarın ödenmesinin mümkün olmadığının açık olduğunu, davanın açıldığı tarihteki durum ve şartlara göre değerlendirme yapılarak karara bağlanması gerektiğini, yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkin karşı davanın nafakanın arttırılması taleplerinin her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında olduğundan boşanma kararının kesinleştiği 09/06/2016 tarihinden sonra her yıl için yoksulluk nafakasına ÜFE oranında artış yapılarak her dönemin nafaka miktarının belirlenmesinin gerektiğini, talep tarihinin 11/07/2019 kabul edilerek yalnızca bu tarihden itibaren artışa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, nafakanın arttırılmasına yönelik karşı davalarının kabulüne karar verildiği halde vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....