WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre;davacı dava tarihi itibariyle ödediği nafakanın 600,00- TL olduğunu ve müşterek çocuk için ödenen bu nafakanın 300,00- TL'ne indirilmesi talep edilmiş olmakla indirilmesi istenilen ve reddedilen katılım nafakası miktarı yıllık 3.600,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla red edilen nafaka indirim miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, red edilen yıllık nafaka indirim miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, red edilen nafaka indirim miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Ancak, HGK'nun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu kaldıran bir durum olarak da kabul edilmemiştir. (26.12.2001 gün ve 2001/2-1158 E.-1185 K.ve 28.2.2007 gün ve 2007/3-84 K.sayılı kararlarında olduğu gibi) Somut olayda davalının asgari ücret seviyesindeki bir gelirle çalıştığı sabit ise de, çalışması karşılığında elde ettiği gelir asgari ücret seviyesinde olup, onu yoksulluktan kurtarmadığı, ancak mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakanın hakkaniyete uygun bir oranda indirilmesi gerekirken, nafakanın tümden kaldırılması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada aylık 500,00-TL olarak ödenen iştirak nafakasının 150,00-TL'ye indirilmesi talep ve dava edilmiş, mahkeme, davayı reddetmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nın 182/2 fıkrasına göre velayet kendisine verilmeyen taraf çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK'nın 331. maddesi hükmüne göre de, durumun değişmesi üzerine hakim, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Somut olayda iştirak nafakasının 500,00-TL olarak belirlendiği 28.12.2009 tarihinde nafaka yükümlüsü baba; aile hekimi olarak görev yapmakta olup maaşı 7.391,22-TL'dir....

      Aile Mahkemesinin 24/05/2019 tarih, 2019/132- 426 E-K sayılı dosyasında davalı yararına aylık 750 TL yoksulluk nafakası ile bu nafakayı her yıl TÜİK'in açıkladığı ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmiş, eldeki bu dosyada ise bu nafakanın kaldırılması yahut indirilmesi talep edilmiştir. Ancak dava dilekçesinde ÜFE artışı ile ilgili hangi miktara ulaşan nafakanın kaldırılması veya hangi miktara indirilmesi belli edilmediği gibi sadece 54,04 TL peşin harç almakla yetinilmiştir. Üstelik davacı vekilinin 08/12/2020 tarihli delil listesinin 6- 7- 9- 11- 12. bendlerindeki delilleri toplanmamıştır. Bu durum davacı tarafın adil yargılanma (Anayasa m.36) ve hukuki dinlenilme hakkının(HMK m.27) hakkının ihlali niteliğindedir....

      Taraflar arasında görülen nafakanın artırılması, indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı-karşı davalı vekili, tarafların 2007 yılında boşandıklarını, müşterek çocuk....lehine 2011 yılında hükmedilen iştirak nafakasının aylık 250,00 TL olduğunu, çocuğun ilkokula başlaması nedeniyle giderlerinin arttığını ileri sürerek, aylık 250,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 500,00 TL ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünde Getirilen Yükümlülüklerin Kaldırılması ve Nafakanın İndirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen .... Aile Mahkemesi'nin 2013/318 esas, 2013/555 karar sayılı dosyasının eklenerek gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.20.04.2016(Çrş.)...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının anlaşmalı boşandıklarını ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, çocuk için aylık 1500 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın boşanmadan 2 yıl sonra yıllık TEFE oranında otomatik artırıma tabi tutulmasına karar verildiğini, davalının nafakayı 2019 yılı için 1780 TL ye 2020 yılı için 1975 TL'ye çıkardığını, oysa 2019 Haziran itibariyle nafakanın 1992,75 TL 2020 Haziran itibariyle nafakanın 2174,89 TL olarak ödenmesinin gerektiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın çocuğun alışkın olduğu hayatı sağlayacak düzeyde olmasının gerektiğini, paranın alım gücünün düştüğünü belirterek nafakanın 2500 TL'ye çıkarılmasına, gelecek yıllar için artırım kararı verilmesine, davalının eksik ödediği nafaka miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2015 NUMARASI : 2014/599-2015/249 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; nafakanın kaldırılması olmadığı taktirde indirilmesi talebine ilişkindir. Nafaka davaları, Adli Tatilde de görülen davalardandır. (HMK md. 103/1-b). Mahkeme hükmü davacı tarafa, 09.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’nun 432. maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 04.09.2015 tarihinde verilmiştir. Yine hüküm davalı vekiline, 22.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 03.09.2015 tarihinde verilmiştir....

            O halde mahkemece,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre nazara alındığında, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk adına hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının işçi olup, aylık 1600 TL civarı gelirinin olduğu, davalının ise özel güvenlikçi olarak çalışmaya başladığı, asgari ücret aldığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....

                UYAP Entegrasyonu