Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava öncesinde başvuru üzerine davacıya 23.06.2008 tarihinde 5.792 TL tazminat ödemesi yapıldığını KTK'nın 111. maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilerek aleyhine hüküm kurulduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 2 yaşında olduğunu, müteveffa için anne ve babası tarafından sarf edilecek yetiştirme giderleri hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Davalı-birleşen davacı birleşen davasında; boşanma neticesinde lehine hükmedilen aylık 2.500.TL yoksulluk nafakasının sağlık giderlerinin artması, günün ekonomik koşulları, aradan geçen süre de dikkate alındığında yetersiz kaldığını ileri sürerek; nafakanın aylık 5.000.TL'ye yükseltilmesini ve hükmedilecek nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacı ... Sarığolu'nun davasının kabulüne, Adana 3.Aile Mahkemesi'nin 2008/22 Esas 2010/1218 Karar sayılı ilamı ile tayin olunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına; davacı ...'nun davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda mahkemece, davacının gelir durumu, mal varlığı ve yaşam satandardı yeniden araştırılarak davacının ve davalının mal varlığında önceki davadan sonra artışın meydana gelip gelmediği belirlendikten sonra oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacak şekilde nafakanın fazla indirilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca boşanma protokolu gereği yabancı para olarak kararlaştırılan nafakanın TL ye dönüştürülerek indirim yapılmasının somut nedenleri açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların ibraz ettikleri protokol doğrultusunda müşterek çocuk lehine 750 TL iştirak nafakasına hükmedildikten sonra davacının işinden ayrıldığı, halen çalışmadığı, sürekli gelir elde etmediği, bu haliyle 750 TL iştirak nafakasını ödemesinin davacı için yıkım oluşturacağı, davacının müşterek çocuğun giderlerine belirli oranda katkısı olması gerektiği dikkate alınarak, nafakanın 350 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında görülen ... .... Aile Mahkemesi'nin 2010/458 Esas ve 2010/715 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; tarafların mahkemeye sundukları protokol gereğince anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamının ....05.2010 tarihinde kesinleştiği, dosyaya sunulan protokolde ise müşterek çocuk için babanın 750 TL iştirak nafakası ödemesi, nafakanın da her yıl ÜFE oranında artırılmasının kararlaştırıldığı görülmüştür....
TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Somut olayda; taraflar Ayvalık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2011/756 Esas-2012/530 Karar ve 19.07.2012 tarihli kararı ile boşanmışlar ve bu davanın 22 Mart 2012 tarihli duruşmasında davacı için 500 TL, müşterek çocuklar için 250'şer TL olarak takdir edilen nafakaların karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştikten sonra davacı için 500 TL yoksulluk, müşterek çocuklar için 250'şer TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 1000 TL aylık nafakanın davacı kocadan alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmiş; hüküm temyiz edilmeden 03.10.2012 tarihinde kesinleşmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/131 Esas 2021/249 Karar sayılı 19.03.2021 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşanmış olup, kararın 24.03.2021 tarihinde kesinleştiği, kişisel ilişkinin ve nafakanın kaldırılması, olmadığı taktirde indirilmesi talepli eldeki davanın ise 28.05.2021 tarihinde yaklaşık iki ... sonra açıldığı, kişisel ilişkinin ve nafakanın belirlendiği dava ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık iki aylık bir zaman farkı bulunduğu gibi, sosyal inceleme raporlarında ortak çocuklar ile davalının kişisel ilişkisinin kaldırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı kişisel ilişkinin kurulmasının çocukların menfaatine daha uygun olduğu, yatılı kişisel ilişki kurulabileceği yönünde rapor bulunduğu, davacının iddialarının ispatlanamadığı kaldı ki Yargıtay İlamı doğrultusunda iddialardan zinanın ispatlanması durumunda bile...
için hükmedilen 200,00 TL nafakanın, 75,00 TL artırılarak 275,00 TL'ye çıkarılmasına, nafakanın her ay davalıdan alınarak müşterek çocuklara velayeten davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ..." ifadelerinin çıkarılarak yerine "... Davanın kısmen kabulü ile mahkememizin 2011/150 Esas, 2011/234 Karar sayılı ilamı ile N... Ö...için hükmedilen 225,00 TL nafakanın 100,00 TL arttırılarak, dava tarihinden itibaren 325,00 TL'ye, B.. F... Ö.. için hükmedilen 200,00 TL nafakanın 75,00 TL artırılarak dava tarihinden itibaren 275,00 TL'ye çıkarılmasına, nafakanın her ay davalıdan alınarak müşterek çocuklara velayeten davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,..." ifadelerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 2.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
şartın indirilmesi kabul edilmiştir....
Ancak sözleşmeyle kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın aradan çok az bir zaman geçtikten sonra indirilmesi isteminde bulunmak, hakkın kötüye kullanılması mahiyetini de arzedebilir. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru (basiretsizliği vb.) ile mali imkanlarını zorlayan tarafın MK'nun 2. maddesinden yararlanması sözkonusu olamaz....
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; davacının başka bir bayanla evlendiğini, çocuğunun olduğunu, yeni eşinin üzerine ev satın aldığını, davacının işten çıkarılmasının nafakanın kaldırılmasını gerektirir geçerli neden olmadığını, davalı D.. S...'nun üniversite eğitiminin devam ettiğini savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; nafakanın indirilmesi davasının kesinleşmesinden sonra davacının mali durumunun kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle kötüleştiği, şartların değiştiği, davalı Asuman'ın ekonomik durumunun kötüleştiği iddiasının kanıtlanmadığı, davalı D.. S...'nun öğrenciliğinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve yardım nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde indirilmesine ilişkindir....