Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; Yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması isteminin reddine, Yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile, ... 5. Aile Mahkemesi'nin 30/12/2008 tarihli ve 2008/746 esas numaralı anlaşmalı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına protokoldeki gibi kararlaştırılan aylık 2500,00 TL nafakanın, o karardaki artış oranı ile birlikte, dava tarihi itibarı ile ulaştığı aylık 5026,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 1026,00 TL indirilerek aylık 4000,00 TL'ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, Belirlenen nafakanın protokoldeki artış oranının kaldırılması isteğinin kısmen kabulü ile bu nafakanın her yıl tahakkuk döneminden itibaren ÜFE oranında otomatik artışa tabii tutulmasına, karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Tüm bu veriler ışığında davacının, boşanma protokolü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul ettiği, daha sonra nafaka giderlerini ödeyemeyecek hale geldiğini belirterek üç kez nafakanın kaldırılması ve indirilmesi davası açtığı, ilk davasının ispat edilemediği gerekçesi ile reddedildiği,2. davasının kısmen kabul edilerek nafakanın bir miktar indirildiği, bu karardan sonra davacının durumunun dahada kötüleştiğinin ispat edilemediği, ticaret sicil kayıtlarına göre davacının ortağı bulunduğu şirketleri olup, bu şirketlerin faaliyetlerinin devam ettiği ve borca batık olduğunun davacı tarafça da ispat edilemediği, davalının ekonomik durumunun son verilen karar sırasındaki ile aynı olup, olumlu yönde değiştiğinin iddia ve ispat edilemediği, davacının hem şirket ortağı olup hem İş-Kur'a iş başvurusu yapmasının tek başına ekonomik durumunun kötü olduğunu göstermeye yeterli olmadığı gibi üniversite mezunu olup, birden fazla şirkette ortak olan davacının İş-Kur başvurusu...
O halde mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davacı babanın) gelir durumu nazara alındığında, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocukları adına hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde iştirak nafakalarının ayrı ayrı 75,00 TL'ye indirilmesine yönelik hüküm kurulması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı cevap dilekçesinde; bedensel özürlü olduğunu, mevcut nafakanın yetersiz kaldığını, nafakayı ancak icra takibi ile tahsil edebildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının yeniden evlendiği, 18.000TL prim borcu, 8.000TL kredi borcu bulunduğunu, kira gideri olduğu, davalının ise boşanmadan sonra özürlü maaşı almaya başladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 500TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir. Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. İrad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın mahkemece azaltılabilmesi için hakkaniyetin bunu gerekli kılması ve tarafların ekonomik durumlarının değişmesi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2022 NUMARASI : 2022/75 ESAS 2022/1456 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların baba oğul oldukları, davacının .. Anadolu Lisesi öğrencisi olduğu, davacının eğitim süresinde çalışma zorunluluğu olmadığı, bu sürede davacı babanın davalı oğluna bakmakla yükümlü olduğu, davacı babanın emekli olduğu,1.900 TL maaşı bulunduğu, kendi evinde ikamet ettiği, 3 dönüm arazisinin olduğu, 1 aracının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; davalının eğitim durumunun devam etmesi ve geçinmesi için mevcut nafakanın gerekli olduğu gözetilerek, nafaka yükümlüsü olan davacı babanın tespit edilen gelir durumu da dikkate alındığında, davanın reddi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile nafakanın kaldırılmasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı- birleşen dosya davalı vekili; müvekkilinin ...Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/123 esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar ile eşinden boşandığını, müşterek çocuk Nilay'ın velayetinin müvekkiline verildiğini, müvekkili için aylık 150 TL ve müşterek çocuk için ise aylık 200 TL nafakaya hükmedildiğini, aradan geçen zaman içinde nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürerek müvekkili için hükmedilen nafakanın 300 TL'ye müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın ise 400 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı- birleşen dosya davacı vekili; davacı birleşen dosya davalısının sigortalı ve sabit gelir getiren bir işte çalıştığını, yoksulluk nafakasına ihtiyacının olmadığını, müvekkilinin ise zaman zaman işsiz kaldığını, kirada oturduğunu, bir kızının daha olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesini talep ederek asıl davanın reddini dilemiştir....
O halde, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının daha fazla oranda indirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle az oranda yoksulluk nafakasında indirime gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; nafakanın kaldırılmasına ilişkin talebin reddi ile, ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/547 Esas Sayılı ilamı ile 30.05.2014 tarihinde kesinleşen 1.000,00-TL nafakanın 500,00-TL indirilerek 500,00-TL olarak devamına karar verilmiş, karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2009/250 E. 2009/212 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma sonucu müşterek çocuğun velayetinin davalıya verildiğini ve aynı kararla müşterek çocuk için aylık 400,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, bu nafakanın da aylık 1.000,00TL'na yükseltilmesine ve her yıl ÜFE oranında artışına, davacı tarafından açılan nafakanın indirilmesi ilişkin karşı davanın da reddine karar verildiği ve kararın 22/05/2018 tarihinde kesinleştiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının 3. Aile Mahkemesince reddedilen davası ile bu davadaki vakıaların benzer olduğunu bu red kararından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında değişik olmadığını, tek farkın davacının bir kez daha evlenmiş olması olduğunu, müşterek çocuğun yaşının büyümesi ile birlikte ihtiyaçlarının doğal olarak arttığını ve ihtiyaçlarının aylık 5.000,00TL'nın üzerinde olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
nun nafakasının azaltılmasına yönelik davasının reddine, kadın lehine, reddedilen nafakanın yıllık toplam miktarı dikkate alınarak hesaplanan 19.000,00 TL nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....