WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının talebi olmadığı halde nafakanın "ÜFE" oranında artırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 2. fıkrasındaki "ileriki yıllarda nafakanın TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılarak davalı tarafından davacıya ödenmesine" cümlesinin hükümden çıkarılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Mahkemece; aylık 75 TL iştirak nafakasının aylık 275 TL artırılarak, 350 TL olarak tespiti ile nafakanın dava tarihinden itibaren davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin kısa kararında; ''Belirlenen bu nafakanın her yıl %10 oranında artırılarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine'', gerekçeli kararın gerekçe kısmında da, nafakanın ''sonraki yıllara ilişkin olarak da %10 oranında artırılmasına dair karar verilmek suretiyle'' ibareleri bulunmakta, ancak gerekçeli kararın hüküm fıkrasında nafakanın sonraki yıllara ilişkin olarak %10 artırılmasına dair herhangi bir ibare yer almamaktadır. Bu haliyle gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili çelişki bulunmakta olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır. 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas- 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır....

      Ancak, hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin davacı tarafından herhangi bir talep olmaksızın nafakanın tefe- tüfe oranında oranında her yıl artışa karar verilmesi doğru değilse de; bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1. maddesindeki son cümle olan “nafakanın TEFE-TÜFE oranında her yıl arttırılmasına,” ifadesinin çıkartılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır. Davalı koca cevap dilekçesinde düğünde takılan ziynetlerin ortak kasada bulunduğunu, bunların iadesinin gerekmediğini belirtmiştir. Mahkemece görevlendirilen bilirkişi düğün cd ve fotoğraflarını inceleyerek ziynetleri tespit etmiştir. Buna rağmen mahkemece kadının ziynet talebi, subut bulmadığından bahisle reddedilmiştir. Davacının ispat ettiği ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünün Uyarlanması (Nafakanın Kaldırılması) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasında, ilk derece mahkemesince anlaşmalı protokolde kararlaştırılan aylık 1.000Euro nafakanın 200 Euroya düşürülmesine ve protokoldeki diğer hususların kaldırılmasına karar verilmiş, tarafların istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine kadının vekalet ücretine ilişkin istinafı kabul edilerek, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Taraflar hükmü temyiz etmiştir. Ne var ki, davalı kadının, temyize konu miktar üzerinden nispi harcı yatırması gerekirken maktu harç yatırdığı anlaşılmaktadır....

            Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davalının (nafaka yükümlüsünün) tespit edilen aylık gelir durumu nazara alındığında; takdir edilen tedbir nafakası miktarı çok az olup, TMK’nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "aylık 250 TL nafakanın" ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 400 TL nafakanın" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 30.40 TL.bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 12.07.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına,nafakanın niteliğine ve özellikle de davalının ödeme gücüne göre hükmedilen nafaka miktarı fazla olup, TMK.’nun 4. maddesinde vurgulanan “hakkaniyet”ilkesine uygun değilse de,bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2 nolu paragrafında yer alan “ aylık 300 TL. tedbir nafakası “ sözlerinin yerine “aylık 200 TL. tedbir nafakası “ sözlerinin yazılarak , aynı paragrafta yer alan “ 500 TL. nafakanın “sözlerinin yerine “ 400 TL. nafakanın “ sözlerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 30.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 12.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve özellikle boşanma davasına ilişkin hükmün kesinleşmesine kadar davacının ayrı yaşama hakkına dayalı olarak tedbir nafakası alabileceği gözetildiğinde nafakanın, boşanma kararının kesinleşmesinden önce açılan nafakanın kaldırılması dava tarihinden (20.03.2008) itibaren kaldırılması yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “dava tarihi olan 20.03.2008 tarihinden” ibarelerinin karar metninden çıkartılıp yerine “boşanma kararının kesinleştiği 13.05.2009 tarihinden” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1.55 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği , davalı kadının emekli maaşı, davacı kocanında belirlenen gelir durum nazara alındığında yoksulluk nafakasından az indirim yapılmış olup TMK. 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasındaki "...285 TL nafakanın 125 TL'ye indirilmesine..." rakam ve ifadelerinin çıkartılarak yerin "...285 TL nafakanın 100 TL'ye indirilmesine..." rakam ve ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1.55 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.02. 2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Ancak, 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre; nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Somut olayda, nafakanın dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar vermek gerekirken infazda güçlük yaratacak şekilde bu hususun eksik bırakılmış olması doğru görülmemiş ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasında “nafakanın” sözünden sonra gelmek üzere “dava tarihinden itibaren” sözleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 26.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu