Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yüksek belirlendiği aylık 800,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 800,00 TL olarak belirlenmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 1.000,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 1.000,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ne var ki, artış miktarı yeterli düzeyde değildir....
Dinlenen tanık beyanlarından davacının İsmar isimli markette çalıştığı, daha sonra İsmar isimli marketten işten çıkartıldığı, ancak davacının çalışabilecek durumda olduğu, daha önce belirlenen nafakanın küçüklerin asgari ihtiyaçları için zaruri olduğu, bu nedenle nafakanın kaldırılması veya azaltılmasına yönelik şartların oluşmadığı, davacının müşterek çocukların her biri için aylık 200'er TL iştirak nafakası ödemeye devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır…’ belirtilmiş, hüküm de ise ‘Bakırköy 8. Aile Mahkemesinin 2014/887 esas, 2015/383 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar 20.10.2009 doğumlu Muhammed Ali Ek ve 09.03.2015 doğumlu Emirhan Ek yararına takdir edilen her biri için aylık 400'er TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her bir çocuk için 200'er TL'ye azaltılmasına, takdir edilen nafakanın her ay davacı tarafından davalıya ödenmesine,’ denilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2004/774 esas sayılı takip dosyası üzerinden yatırıldığını, müvekkili aleyhine hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu, müvekkilinin emekli maaşı ile ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını belirterek müvekkili aleyhine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatteyse nafakanın hakkaniyet ölçüsünde düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; hükmedilen nafakanın davalının emekli maaşından kesildiğini, kendisine ve çocuklarına davalının nafaka haricinde hiçbir katkıda bulunmadığını, çocuklarını çok zor şartlarda okutup büyüttüğünü, nafakanın haricinde babasından kalan 450 TL maaş aldığını, başka bir geliri ile gayri menkulü olmadığını, annesi ile birlikte kaldığını bildirerek davanın reddine hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mersin 5. Aile Mahkemesinin 16/02/2021 tarih, 2020/293 Esas 2021/125 Karar sayılı ilamı ile özetle; davanın reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 16/10/2020 tarihinde kesinleşen 2020/450 Esas, 2020/475 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, velayeti annesine verilen müşterek çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl tüfe-üfe artış oranında artırılmasına karar verildiğini, davalının nafaka artırımını gerçekleştirmediğini, nafakanın yetersiz hale geldiğini belirterek nafakanın 2.500 TL'ye yükseltilmesi ile üfe-tüfe oranında artırılmasını istemişken 29/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile nafakanın 3.500 TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından velayetin değiştirilmesi istemli dava açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, ortak çocuğun 6 yaşında olup devlet okulunda ana sınıfına gittiğini, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, nafaka artırım koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre düşük belirlendiği, aylık 900,00 TL nafakanın hakkaniyete, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına uygun olduğu değerlendirilip, davacı yanın istinaf talebini kısmen kabulü ile nafakanın aylık 900,00 TL olarak belirlenmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davalının istinaf talebinin HMK'nın 352....
Aile Mahkemesinin ...karar sayılı ilamı boşandıklarını,boşanma neticesinde müşterek çocuk 2001 doğumlu ... velayetinin davacıya verildiğini ,söz konusu karar ile müşterek çocuk için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ,aradan geçen sürede müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve nafakanın yetersiz kaldığını bu nedenle müşterek çocuk için iştirak nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesi ile nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece ;davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ... için aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 600 TL'ye yükseltilmesi ile nafakanın her yıl ...arafından açıklanan ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası artırımı istemine ilişkindir....
TMK'nun 176/son maddesine göre; Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Davacı, dava dilekçesinde; gelecek yıllara yönelik nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece; nafakanın arttırılması davasının kısmen kabulü ile, davacı kadının halen almakta olduğu 100 TL yoksulluk nafakasının 350 TL'ye yükseltilmesine, öte yandan nafakanın kaldırılmasına ilişkin karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK.'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen nafaka miktarı ... olup, TMK'nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....