Dosya kapsamından kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuk ...’ın anne ve babası arasında boşanma davasının devam ettiği ve çocuğun velayeti hakkında henüz bir karar verilmediği, babanın yurt dışında yaşadığı ve çocuk ile babanın kişisel ilişki kurmadığı, babaannenin 12.06.2013 doğumlu torunu ile kişisel ilşki kurmak istediği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir....
Davaya konu çocuk Taha Toprak 12.12.2009 doğumlu olup, anne ve babası boşanmış; boşanma kararı ile velayet davalı anneye bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Boşanma kararı ile kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan baba Rusya'da yaşamaktadır. Davacılar ve davalı anne ile torun Muğla'da yaşamaktadır. Babanın yurt dışında çalışıyor ve yaşıyor olması TMK'nun 325/1. maddesindeki olağanüstü hal kavramı içine girmez. Boşanma kararı ile baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki yeterli olup, babanın yurt dışından gelememe sebebine ilişkin bir olağanüstü hal, davacılar tarafından kanıtlanmamıştır....
T.. hakkında şantaj ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarından TCK’nın 104/1 ve 107/2, 53,63.maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 21.03.2012 tarihli iddianamede; Sanık Özer’in, suç tarihinde 26/01/1996 doğumlu olup 18 yaşından küçük katılan mağdur ile arkadaş oldukları, arkadaşlık ilişkisi devam ederken katılan mağdur Serap'ın kendi rızasıyla sanık Özer'e ait evde cinsel ilişkiye girdiği, sanık Özer’in cinsel ilişki anını telefonuna kaydettiği, sanık Özer’in mağdurla ikinci kez cinsel ilişkiye girebilmek için, mağdur ile kendisine ait cinsel ilişki videolarını yayacağını söylerek şantajda bulunduğu ve ikinci kez cinsel ikişkiye girdiği, daha sonra diğer sanıklar Kani ve Hasan Hüseyin’e bahse konu cinsel ilişki görüntülerini dağıtarak ifşa ettiği, sanıklar Kani ve Hasan Hüseyin’in de, mağdura ait cinsel ilişki görüntülerini Gölmarmara ilçesinde dağıttıklarının iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki anlatımın içeriğinden, şantaj ve reşit olmayanla cinsel ilişki...
Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Annenin ailesi ile davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babasını kaybetmiş çocuğun bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi onun yararına olacaktır. O halde ilk derece mahkemesince kişisel ilişki süresinin düzenlenmesine, karar verilmesi doğru ise de; davacılar ile 2008 doğumlu Süleyman ve 2009 doğumlu Selin arasında kurulan kişisel ilişki süresinin kısa olduğu anlaşılmaktadır....
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba ... ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....
Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Bu tür kişisel ilişki çocuğun yüksek yararları gerektirdiği taktirde veya ana veya babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir. Somut olayda; her ne kadar davacı tarafça rapora itiraz ve istinaf dilekçesinde davalı babanın şiddet eğiliminde olduğu, çocuğun yanında da bu eylemini gösterdiği, bu durumun kişisel ilişki süresi yönünden dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de; buna ilişkin delil olarak ibraz edilen İzmir 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece ortak çocuk 2014 doğumlu Rümeysa ile davalı baba arasında yatılı olmayacak şekilde her ayın 2. ve 4. hafta sonu salı günü saat 17:00 ile 19:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 14:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Dosyada annenin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davalı ile çocukları .... arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken infazda zorluk oluşturacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi doğru değildir. Mahkemece davalı babanın halen cezaevinde olup olmadığı ceza evinde ise, cezaevinin görüş günleri ile cezaevinde çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması için bir ortamın sağlanıp sağlanamayacağı hususları araştırılarak, baba ile çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkinin buna göre düzenlenmesi gerekirken, herhangi bir araştırma yapılmadan ve infazda sorunlara yol açacak şekilde düzenlenen kişisel ilişki doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2018 (Prş.)...
ın velayeti anneye bırakılmış, baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı baba kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir. Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktır. Mahkemece velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş ise de kişisel ilişkinin süresi yetersiz olduğu gibi gerçekleştirileceği yer özel olarak tayin edilmiş ve bu kişisel ilişki, çocuğa yakın ve alışkın bir kişi refakatinde olması koşuluna bağlanmıştır. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, infazda da güçlük yaratacak niteliktedir. Velayet kendisine bırakılmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir....