arasında kişisel ilişki düzenlemiştir. Türk Medeni Kanununun 323. madde "Ana ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir" düzenlemesini içermektedir. Oysa, dosyamızda taraflar arasındaki evlilik sürdüğü gibi, müşterek çocuğun velayeti geçici olarak ebeveynlerden birine de verilmiş de değildir. Ebeveynlerden her ikisinin de çocuk üzerindeki velayet hakkı sürmektedir. Her iki ebeveynin de çocukla kişisel ilişki kurma hakkı eşit derecede mevcuttur. Evlilik dışı çocuk doğuran annenin, çocuğun velayetinin kendisine verilmesi davasında olduğu gibi, bu davada da davacı babanın velayet hakkı kapsamında kişisel ilişki kurma hakkı bulunduğundan, kişisel ilişki kurulması davası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyim....
Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (her iki sanık), reşit olmayanla cinsel ilişki (sanık ...) HÜKÜM : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan mahkûmiyet, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, dosya incelendi; Mahkemece sanık ...'...
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık da gözetilmeden, şimdiden müşterek çocuk ile davalı baba arasında kademeli bir şekilde ve aynı şehir, ayrı şehir ayrımı yaparak kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olmuştur. Bu bakımdan, aynı şehir ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin ve kademeli olmaksızın babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suçlar : Reşit olmayanla cinsel ilişki, Şantaj, Özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : 1-Reşit olmayanla cinsel ilişki ve şantaj suçlarından sanık ... hakkında beraat, 2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıklar Kani ve Hasan Hüseyin hakkında ayrı ayrı beraat Reşit olmayanla cinsel ilişki ve şantaj suçlarından sanık ...’ın beraatine, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıklar Kani ve Hasan Hüseyin’in beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Sanık ... hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki ve şantaj suçlarından, sanık ... hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde: Sanık ... hakkında katılana ait cinsel ilişki görüntülerini kaydetmesi eylemi nedeniyle zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde karar verilebileceği mümkün görülmüştür...
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir. Tüm dosya kapsamından bu aşamada, çocuk ile davacı baba arasında uzun süreli yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması çocuğun psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine neden olacağı ve yüksek yararına uygun düşmeyeceği anlaşılmaktadır....
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Vesayeti anneannede olan çocuk ile baba arasında talep olmamasına rağmen "aynı yer", "ayrı yer" ayrımı yapılarak, covid izni sonrası kişisel ilişki tesisi şeklinde terditli şahsi ilişki tesisine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden çocuğun yaşının küçük olması, babayla 10 yılda sadece bir kere görüşmüş olması, çocuğun bakım ve gözetimin yapılacağı ortamın belirsiz olması nedeniyle kurulan kişisel ilişki süresi uzundur....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anne ile baba arasında ihtilaf olmasının baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına engel olamayacağı, kişisel ilişki tesisine dair kararların kesin hüküm oluşturmadığı ve değişen koşullara göre kişisel ilişki tesisinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği, İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişki düzenlenmesi uygun olmakla birlikte 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na (5395 sayılı Kanun) ilişkin kararlar dışında bir kuruma velâyet ve kişisel ilişki denetiminin verilemeyeceği, bu nedenle üçüncü bir kişinin denetiminde kişisel ilişki kurulmasının kanunlara aykırılık teşkil edeceği yönünde yapılan değerlendirmeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye ilişkin bendinin kaldırılmasına bu bent yerine geçmek üzere, velâyeti annede olan 30.11.2013 doğumlu ... ile davacı babanın her ayın l inci ve 3 üncü haftası Cumartesi günü saat 10:00'dan Pazar günü saat 17:00'ye kadar, dini...
ile çocuğun hali hazırda yaşadığı büyükanne davalı ... arasında oğlu...ın öldürülmesi olayı nedeniyle husumetin devam ettiği, davacı büyükbaba ile kişisel ilişki kurulması halinde davacı ... ile davalı büyükannenin kişisel ilişki günlerinde zorunlu olarak göz göze gelecekleri, küçük çocuğun babasının da tedbiren kurulan kişisel ilişkinin icra edildiği sırada öldüğü dikkate alındığında küçük çocuk ile davacı ... arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına da uygun olmayacağı gerekçesi ile davacı anne ... ile küçük çocuk ... arasında kişisel ilişki kurulması talebinin 6100 Sayılı Kanunu'nun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı ... ile küçük çocuk ... arasında kişisel ilişki kurulması talebinin sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m . 438/7)....
Özel bir durum veya sebep bulunmadıkça ve çocuğun menfaatine açıkça aykırı olmadıkça, kişisel ilişki süreleri belirlenirken tarafların durumlarına uygun sürelerde kişisel ilişki tesis edilmelidir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davacı-davalı (koca), yıllık iznini her yıl Ağustos ayında kullandığını belirterek, kişisel ilişki tesis edilirken bu durumun dikkate alınmasını istediğine göre, velayetleri annelerine bırakılan müşterek çocuklar ile babaları arasında Ağustos ayında kişisel ilişki kurulması gerekirken bu yön nazara alınmadan her yıl Temmuz ayında kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur (HUMK. md. 438/7)....