Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nın 323. maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul edildiği belirtilerek ortak çocuk Mustafa Selim ile davalı baba arasında, davalı babanın babası refakatinde olmak üzere tarafların aynı şehirde oturmaları halinde her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 18:00 arasında, ayrı şehirlerde oturmaları halinde her ayın 1. haftası cumartesi ve dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 18:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Kişisel ilişki kurulmasındaki amaç, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Çocuğun, gözetim olmaksızın ana veya babasından biriyle kişisel ilişkisinin sürdürülmesi, onun yüksek yararına değilse, gözetim altında kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir. (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4/3, Yargıtay 2....
Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer....
Cumartesi günü sabah 09:00 aynı gün akşam 19:00 saatleri arasında yanına alarak kişisel ilişki kuracaktır, müşterek çocuk ile yine dini bayramların (Ramazan ve Kurban bayramları) 2. günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam 19.00 saatleri arasında annesi ile kişisel ilişki kuracaktır, sömestır ve yaz tatillerinin hafta sonlarında Cumartesi 09:00'dan aynı gün akşam 19:00 saatleri arasında anne ile kişisel ilişki kuracaktır" şeklinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; çocuk ile arasında kurulan şahsi ilişkinin kaldırılmasını veya değiştirilmesini gerektirecek mahiyette bir neden bulunmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2011/253 esas, 2012/381 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuklar 2008 doğumlu Buse Ezgi ve 2009 doğumlu Baran'ın velayetlerinin annelerine bırakılıp baba ile çocuklar arasında şahsi münasebet tesis edildiğini, babanın yurt dışında yaşaması sebebiyle çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki kurulamadığını, davacıların 8 yıldır torunları ile kişisel ilişki kuramadıklarını belirterek davacılar ile torunları arasında ayda iki kez dini ve milli bayramlardan, sömestr tatilinde ve yaz aylarında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını istemiştir. Davalı birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; birleşen davalıların oğlu ile müvekkillerinin Eskişehir 4....
un çocuğu görmesine engel olmadığı, taraflar arasında husumet veya anlaşmazlık bulunmasının çocukla kişisel ilişki kurulmasına engel oluşturmaması gerektiği, davacıların oğullarının ölümü ile birlikte torunları ile çocuklarının acısını hafifletebilmesi ve küçüğün babaanne ve dede ile olan bağının kurulması ve güçlenmesinin sağlanması için babaanne ve dedenin torunları ile kişisel ilişki kurmasının gerekli olduğu ve annenin davacıların alacaklıları yüzünden endişe duyması, çocuğun dede ve babaanneyi hiç tanımaması ve yaşının küçüklüğü de nazara alınarak yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulması uygun görüldüğü gerekçesi ile; davanın kabulü ile davacılar ve torunları ... arasında her ayın ilk haftası cumartesi günü saat 13.00 ile aynı gün saat 15.00 arasında anne refakatinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Torunla Kişisel İlişki Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılar tarafından kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar dede ve babaanne ile torun ... arasında kurulan kişisel ilişki süreleri, kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun düzenlenmemiştir. Torunla, davacılar arasında daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken, düzenleme kısa süreli tutulmuştur. Ne var ki bu yön yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbiren Kişişel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı baba ile 24.09.2012 doğumlu müşterek çocuk ... arasında her ayın her hafta sonu Pazar günü saat 10.00-16.00 arasında ve her yıl dini bayramların 2. günü saat: 10.00-16.00 arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmuştur (TMK.md.197/son). Her hafta sonu kişisel ilişki tesisi, bu yaştaki çocuğu fiziki olarak örseleyebileceği gibi, anneyi de her hafta sonu eve bağımlı hale getirir ve velayet görevini gerektiği gibi yerine getirmesine mani olur. Bu şekildeki düzenleme yerine ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki tesisi, hem tarafların hem de çocuğun menfaatine uygun düşecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının dava dilekçesinde, müşterek çocuk ....'ın velayetinin tedbiren anneye verilmesine dair talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Anne ve babanın her ikisinin de ... İlinde yaşadıkları göz önüne alındığında, çocukla kişisel ilişki konusunda, anne ve babanın aynı-ayrı şehirde yaşama durumlarına göre seçenekli kişisel ilişki düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar 28.9.2009 tarihli protokol gereğince Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmışlar, velayeti anneye verilen müşterek çocuk...'in baba ile kişisel ilişki günleri düzenlenirken, tarafların beyanları alınmış, taraflar kişisel ilişki tesisi konusunda anlaşmışlardır. Mahkemece tarafların anlaştığı şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi yapılması gerekirken gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir....