taşıt kredisi borcu için yaptığı ödemeler nazara alınarak birikmiş nafaka borcunun itfa edildiği kabul edilmiş ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
icra Müdürlüğünün 2016/ 80340 sayılı takip dosyası ile 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ait nafaka borçlarını ödenmediğinden dolayı 20.10.2017 tarihinde şikayette bulunulduğu, sanığın şikâyete konu 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin nafaka borçlarını nafaka alacaklısının banka hesabına havale ederek ödediğine ilişkin 22/09/2017 ve 08/11/2017 tarihli dekont örnekleri sunması karşısında sanık hakkında mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Alanya 1....
Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1400 TL.'yi) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. Bu itibarla, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Her ne kadar Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve alacaklı adına gönderilen ödeme belgelerinin birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı da anlaşılmaktadır. Alacaklının ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Gelir, aylık ve ödenekler; 88'inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.'' hükmüne göre, nafaka borçları için haczedilmezlik kuralı uygulanmaz. Yine birikmiş nafaka borçları için emekli maaş haczinde de uygulanması gerekli, İİK'nun 83. maddesinde; borçlunun ve ailesinin geçimi için icra müdürlüğünce zorunlu olarak taktir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümünün haczedilebileceği ve bu miktarın maaşın ¼'ünden az olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda borçlu aleyhine birikmiş ve devam eden aylar nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, alacaklı vekilinin 14.11.2012 tarihli talebiyle; borçlunun birikmiş ve devam eden nafaka alacağı için emekli maaşı üzerine haciz konulması talebi üzerine, İcra Müdürlüğü'nce talep gibi işlem yapılmasına karar verilmiştir. Bu haliyle haciz birikmiş nafaka yönünden de emekli maaşının tamamı üzerine konulmuştur....
Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) 2004 sayılı İİK'nın 101. maddesi uyarınca hacze takipsiz iştirak koşullarını taşıyan şikayet edenin İİK'nın 206/4-C maddesi uyarınca, son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacağı rüçhanlı olacağından (İİK m. 140/3), şikayetçi alacağının nafaka kısmına münhasır olmak üzere imtiyazlı kısmının son bir yıllık süre içinde doğan bölüm olduğu, bir yıllık dönem dışında doğan nafaka alacağı bulunduğu takdirde ise rüçhansız olarak hacze iştirak edeceği hususu nazara alınarak, buna göre; alacağa esas diğer kalemler yönünden ise takipsiz iştirak hakkı bulunmadığı gözden kaçırılmadan hükme varılması yerine, nafaka alacağı diğer alacaklardan ayrılmadan ve son bir yıl içinde tahakkuk etmiş eden nafaka miktarının...
Hukuk Dairesinin uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, mahkemece; nafaka alacaklısı davacı tarafından, nafaka borçlusu davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle, reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında; nafaka borcuna ilişkin temel ilkeler açıklandıktan sonra, davalıya ait hesaptaki paraların kimler tarafından yatırıldığı araştırılarak, nafaka borçlusu (koca) tarafından yatırılan paraların nafaka olmadığının ispatı için davalıya süre verilerek, ardından davacının yapmış ödemelerin takip konusu nafaka borcundan düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Diğer bir ifade ile Dairemizin bozma ilamında ifade edilen husus davacı koca tarafından davalı hesabına yapılan ödemelerin nafaka alacağından mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin olup, dava dışı kişiler tarafından (davacının annesi ve kız kardeşi) nafaka açıklaması olmaksızın yapılan ödemelerin de nafaka borcundan düşülmesi (mahsubu) imkanı bulunmamaktadır....
İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.06.2014 tarihli ve 2013/726 E., 2014/373 K. sayılı kararı ile; Yargıtay içtihatları gereğince borçlunun birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yapması hâlinde bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabulünün gerektiği, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmenin hak kaybına neden olduğu, kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcunun da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödeme olduğu, borçlu tarafından 01.02.2013 tarihinde 1130TL ve 05.03.2013 tarihinde 850TL nafaka açıklaması ile banka kanalıyla ödeme yapıldığı geri kalan diğer ödemelerin nafaka açıklaması olmaksızın alacaklının kredi kartı borcu ödemesi olarak yapıldığı, her ne kadar nafaka açıklaması olmadan ödeme yapılmış ise de yapılan ödemelerin birbirini takip eden tarihlerde yapıldığı...
. - K A R A R - Şikayetçi vekili müvekkilinin ilama bağlı nafaka alacaklısı olduğunu, borçlunun OYAK Genel Müdürlüğü’ndeki alacağının dağıtımı için düzenlenen sıra cetvelinde müvekkiline sadece 466,20 TL ayrıldığını ve artanın şikâyet olunana bırakıldığını, Nafaka alacağının ilk sırada ödenmesi gerektiğini, eldeki takipten önce biriken nafakanın ayrı bir takip konusu yapıldığını ve bu taleplerinin takipten sonra işlemekte olan nafaka alacağına ilişkin olduğunu, işleyen nafakanın öncelikle ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Şikâyet olunan vekili birikmiş nafaka alacağının öncelikli olmadığını bildirerek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur....