Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine birikmiş nafaka borçları için emekli maaş haczinde de uygulanması gerekli, İİK'nun 83. maddesinde; borçlunun ve ailesinin geçimi için icra müdürlüğünce zorunlu olarak takdir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümünün haczedilebileceği ve bu miktarın, maaşın ¼'ünden az olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, takibe konu edilen alacağın nafaka alacağı olduğuna ve aylık nafaka miktarı da mahkeme tarafından belirlendiğine göre, işleyen aylık nafakanın tamamı için ve birikmiş nafaka alacağı için de bakiye maaşın ¼’ü oranında haczinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddi gerekirken şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Geçici 3. maddede, 1086 sayılı Kanunun 5236 sayılı Kanunla değişiklikden önceki 427 ila 454'ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığına göre, temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde 5236 sayılı Kanunun Ek 4. maddesindeki “yeniden değerleme oranına göre artışa” ilişkin düzenleme dikkate alınmamıştır Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklanmıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı 1.890 TL.'yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. Bu itibarla, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz gerekse karar düzeltmelerde üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Karar tarihi itibariyle belirlenen yıllık nafaka miktarına göre karar düzeltme istenemez ise de; mahkemece davacı-davalı kocanın açtığı boşanma davasının reddine davalı-davacı kadının bağımsız açtığı nafaka davasının kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı-davalı kocanın temyizi üzerine, dairemizin 6.3.2006 gün 2005/17825 esas 2006/2753 sayılı kararı ile "hüküm altına alınan nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar devam edeceğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA" karar verilmiştir. Davacı-davalı kadının bağımsız açtığı nafaka davası maddi hata sonucu gözden kaçırılmıştır....

        Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda; bir aylık nafaka alacağı olan 200 TL’ye 23.3.2005-26.7.2007 tarihleri arasında işleyen yasal faiz miktarının 52,39 TL olduğu mütalaa edilmiş ise de; nafakanın her ay için ve doğduğu ay nazara alınarak nafaka miktarı bakımından faiz hesabı yapılması gerektiğinden bilirkişi tarafından yapılan faiz hesaplaması hatalı olmuştur. O halde Mahkemece, nafaka başlangıç tarihinin borçlunun dava dilekçesinde kabul ettiği 22.03.2005 tarihi olduğu da nazara alınarak 22.3.2005- 26.7.2007 tarihleri arasında işleyen nafakanın her ay için ve doğduğu ay nazara alınarak nafaka miktarı bakımından faiz hesabı yapılması, gerektiğinde ek rapor tanzimi suretiyle sonuca gidilmesi için mahkeme kararının bozulması yoluna gidilmiştir....

          Türk Medeni Kanununun 330.maddesinde “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” 331.maddesinde de “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler uyarınca nafaka miktarı tayin edilirken çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile küçüğün genel ihtiyaçları ve ana – babanın mali durumunun dikkate alınması gerekmektedir....

            Dosyasına oluşturulan haciz talebinde birden fazla vadesiz banka hesaplarına haciz müzekkeresi istenmiş olup şikayet konusu hesabın da bunlardan biri olduğunu, söz konusu hesabın nafaka hesabı olduğunu bilmelerinin mümkün olmadığı gibi nafaka hesabı olduğunu da kesinlikle kabul etmediklerini, ayrıca nafaka hesabı olduğu varsayımında dahi banka hesabında nafaka dışında yatırılmış olan herhangi bir para, hisse senedi vs gibi akarlar varsa haczedilebileceğini belirterek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Her ne kadar Yargıtay son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve alacaklı adına gönderilen ödeme belgelerinin bir kısmında birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı, iki adet ödeme de kira açıklamasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Alacaklının ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur. Somut olayda borçlu tarafından yapılan ödemelerin düzenli ve aylık nafaka miktarı ya da katları niteliğinde olmadığı dikkate alındığında, talebin reddi isabetlidir. HMK.'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmayan küçüklerde herbiri için temyize konu artırılan nafaka miktarı 1.540 TL'yı geçmemektedir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2011 tarihinden itibaren 1.540 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

              sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.Yıllık nafaka (farkı) miktarı, karar düzeltme sınırının altındadır.Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Temyize konu edilen karar 5219 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 21.07.2004 tarihinden sonra verilmiş olup herbir nafaka yükümlüsü tarafından ödenmesi kararlaştırılan yıllık nafaka miktarı 1.540 TL'yi geçmediğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3-E, 1990/4-K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 16.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu