Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalıların 18 yaşını doldurduğu belirtilerek ödenen iştirak nafakasının kaldırılması istenilmiştir.Karşılık dava dilekçesinde ise; TMK. 328/2. maddesi hükmü gereğince eğitimi devam ettiğinden ödenen nafakanın artırılarak 300,00 TL’ye yükseltilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, asıl davanın kabulü ile davalı (karşı davacı) Duygu’nun evlenmesi; diğer davalı ...’nın (karşı davacı) ise 18 yaşını doldurmuş olduğu; davalının bakım yükümlülüğü bulunmadığı gerekçeleri ile iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, karşılık davada artırım isteminin reddi cihetine gidilmiştir. 1-Asıl dava yönünden; küçük reşit olmakla kendisine bağlanan nafaka kendiliğinden sona erer (TMK328/1). Davalılar dava tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş olup reşittir. Bu nedenle davacının nafakanın kaldırılmasını istemede hukuki yararı bulunmamaktadır....
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davalı için bağlanan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuklar için ayrı ayrı bağlanan aylık 200,00'er TL iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılmaması gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, davalının asgari ücretle çalışması nedeniyle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekip gerekmediği konusundadır. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; davalarında küçük olan çocuğun nafakasının kaldırılması taleplerinin bulunmadığını, reşit olan çocuklar için taleplerinin reddedilmesi üzerine dava açtıklarını, küçük çocuğun nafakası ayrık tutularak gerekli kararın verilebileceğini, dava ve taleplerinin ortada olduğunu, gerekçeli kararda farklı bir sebebin de gösterilmediğini, bu nedenlerle kararın hukuka aykırı olduğunu belirtilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, nafaka alacaklarının tahsilini teminen başlatılan ilamlı icra takibinde, memur işleminin iptali ve nafakaların (kısmen) kaldırılması istemine ilişkindir. Boşanma veya ayrılık vukunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir....
Mahkemece; müşterek çocuk Sedat lehine bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi reddedilerek davalı kadına bağlanan yoksulluk nafakasının davalının tüm yıl asgari ücret düzeyinde geliri olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde hüküm tesis etmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.Mahkemece de kabul edildiği gibi davalının bir başkasıyla evliymiş gibi yaşamadığı anlaşıldığından bu gerekçeyle nafakanın kaldırılmasında bir isabetsizlik yoktur.Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Bu durumda, mahkemece; 4721 sayılı TMK’nun 328/1.maddesi uyarınca iştirak nafakasının davalının ergin olduğu 23/02/2012 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, yasa gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması istemi yönünden, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş,kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; TMK'nın 182/2. maddesi gereğince velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğundan nafaka ilamının kesinleşmesinden eldeki dava tarihine kadar geçen süre, iştirak nafakasının niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesi yerinde ise de, davacı tarafça iştirak nafakalarının 600'er TL artırılarak 800'er TL'ye çıkarılması talep edildiği halde ilk derece mahkemesince talep aşılarak iştirak nafakalarının 800'er TL artırılarak 1.000'er TL'ye çıkarılması görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 03/10/2017 tarih ve 2017/835 Esas, 2017/774 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Begüm için takdir olunan aylık 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.250 TL'ye artırılmasına ve gelecek yıllarda TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında arttırıma tabi tutulmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece takdir edilen nafaka miktarının az olması yönünden, mahkeme kararının reddedilen nafaka miktarına ilişkin olarak müvekkili lehine kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355.maddeye göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK'nın 182/2 maddesi uyarınca açılmış iştirak nafakasına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde;tarafların Tekirdağ Aile Mahkemesinin 26.01.2012 tarih ve 2010/88 E. 2012/51 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile davacı lehine verilen 350 TL yoksulluk nafakası ve velayeti davacıya verilen müşterek çocuk lehine verilen 300 TL iştirak nafakasının yetersiz hale geldiğini ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 800 TL'ye, iştirak nafakasının da 700 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 2016/98 E.- 2017/190 K.sayılı dava dosyasında davacı-k.davalı kadın lehine bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına veya yoksulluk nafakasına indirim yapılmasına, aynı karar ile müşterek çocuklara bağlanan iştirak nafakalarının ayrı ayrı kaldırılmasına veya iştirak nafakalarında indirim yapılmasına karar verilmesini talep ederek karşı dava açmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile, davacı için bağlanan aylık 600 TL yoksulluk nafakasının aylık 300 TL artırılarak 900 TL' ye, müşterek çocuk için bağlanan aylık 400 TL iştirak nafakasının 200 TL artırılarak 600TL' ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, müşterek çocuk Aleyna 02/05/2020 tarihi itibari ile reşit olduğundan iştirak nafakasının kendiliğinden kalkmış olması nedeniyle nafaka artırım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının açmış olduğu karşı davanın reddine karar verilmiştir....
HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 1- )Davacı yanın yoksulluk nafakasının artırılması ile ilgili karara,davalı yanın her iki nafaka ile ilgili karara yönelik istinaf başvurularında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri sekizbin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (02.12.2016 tarihli, 6763 Sayılı Kanunun 41 maddesi ile değişik, 6100 sayılı HMK m.341/2) Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. Eldeki davada karar tarihi itibarıyla yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının artırılan miktarları ile yoksulluk nafakasının artırım talebinin reddedilen kısmı yönünden ayrı ayrı miktarları yıllık sekizbin Türk Lirasını geçmemektedir....