TMK'nın 327. maddesinin 1. fıkrasında "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır", aynı Kanun'un 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder", 329/1. maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davalı baba yurt dışında olup, müşterek çocuğa dört yıldır fiilen anne bakmaktadır. İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davanın kısmen kabulü ile; yerel mahkeme kararını müşterek çocuk Mehmet Çapan lehine bağlanan 200 TL iştirak nafakasının 1.300 TL arttırarak toplamda aylık 1.500 TL iştirak nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası arttırım talebinin çalışıyor olması ve gelir elde etmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararını yoksulluk nafakası talebinin reddini, hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakası arttırım talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Açılan davanın davacı T1 için yoksulluk nafakasının arttırım talebine, müşterek çocuk Mehmet Çapan için iştirak nafakasının arttırım talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 4 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Belirtilen hususlar dikkate alındığında dava konusu iştirak nafakası olduğundan ÜFE artış oranı iştirak nafakasının belirlenmesinde esas alınamaz....
TBK 100. maddesinin uygulanamayacağını, istinaf mahkemesinin, yerel mahkeme kararını kaldırarak yeni bir hüküm kurduğunu ve iştirak nafakasını ayrı ayrı 500,00 TL arttırdığını, davalı alacaklı yanın anılan bu kararı takibe konu yaptığını ve fark iştirak nafakası alacakları ile mahkeme vekaleti ücreti, mahkeme harç ve masraflarını faizleri ile talep ettiğini, fark olarak istenen iştirak nafakası miktarının fahiş olduğunu, karar ile uyum arzetmediğini, alacaklı iştirak nafakası hükmedilen çocuklardan Doğa Sözmen'in 20/01/2018 tarihinde reşit olduğunu, iştirak nafakasının niteliği gereği bu tarih itibarıyle son bulduğunu, bu tarihten sonra iştirak nafakası ve fark nafaka istenemeyeceğini, davacı borçlu icra tehdidi altında yerel mahkeme kararı sonrası arttırımlı olarak fazlasıyla davalı alacaklının banka hesabına düzenli olarak "nafaka" olduğunu belirterek iştirak nafakasını yatırdığını, T4 ait İBAN numarasının TR53 0003 2000 0380 0000 0006 20 olduğunu, bankadan Ocak 2015 ile Şubat 2019 arası...
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....n yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. .../... -2- Somut olayda; taraflar 14.09.2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, yoksulluk ve iştirak nafakası bu karar ile takdir edilmiş, temyiz incelemesine konu nafaka artırım davası ise 12.03.2015 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucuna göre davacı ev hanımı olup 500TL kira gideri olduğu; nafaka yükümlüsü davalının ise, asgari ücret karşılığı fırında çalıştığı anlaşılmaktadır. Boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat da edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava tedbir nafakası istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ile müşterek çocuk lehine 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Mahkemece karar kesinleştikten sonra eş için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası nitelendirmesi doğru görülmemiştir....
Görüldüğü üzere, boşanmanın çocuklarla ilgili sonuçlarından biri olan ve çocuğun korunması amaçlayan iştirak nafakasına hükmedilmesi için talep aranmamasına karşın, 4721 sayılı TMK'nın 331. maddesinde nafakanın miktarı ile ilgili değişiklikler veya nafakanın sona ermesi için talep gerektiği vurgulanmıştır. Tüm bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde velayet düzenlemeleri ve bunun tabii sonucu olan iştirak nafakası istemlerinde amaç küçüğün menfaatinin korunması olduğundan "açıkça nafaka istemiyorum" şeklinde bir beyanın varlığı dışında hâkimin kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmesi gerekir. İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta mahkemece ayrı harç alınması da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava konusu hâline getirmeyecektir....
Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, aradan geçen süre, davacı annenin katkısı ve müşterek çocuğun kreşe gitmediği gibi davacının işyerinde olduğu zamanda müşterek çocuğa davalının annesinin baktığı ve yargılama sırasında bu hususun aksinin davacı tarafça iddia edilmediği de nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı biraz fazla olup, TMK.'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....