"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların 12.09.2013 tarihli karar ile boşandıklarını, boşanma davasında davacı için aylık 150,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk için aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ekonomik ve sosyal koşullar ile zorunlu ihtiyaçların değişmesi nedeni ile nafaka artırım zorunluluğu doğduğunu, yoksulluk ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk ve iştirak nafakalarının 500'er TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini dilemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
İştirak nafakası, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçları ve ana-babanın mali durumlarına göre ve ayrıca ... devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli de dikkate alınarak belirlenmelidir. Babanın ödeme gücünü aşacak şekilde gerektiğinden fazla nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle önceki nafaka tarihinden sonra çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen değişiklikler ve ekonomik göstergelerin taraflara etkisi nazara alındığında; takdir edilen(artırılan) iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK'nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Mahkemece, tarafların ekonomik durumuna ve hakkaniyete uygun nafaka takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 200 TL yoksulluk, 100 TL iştirak nafakasının aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 500 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı yargılamaya gelmemiş, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 400 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmektedir. ......
İştirak nafakasının miktarının takdir edilmesinde, anne ve babanın mali ve sosyal durumları ile çocuğun giderlerinin dikkate alınması gerekir. Ancak, davada tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, iştirak nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü ve çocuğun aylık okul giderleri ile diğer ihtiyaçları dikkate alındığında müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarı fazladır. Bu durumda, mahkemece; çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile anne ve babanın ekonomik durumlarına göre TMK'nun 4. maddesinde açıklanan "hakkaniyet" ilkesine uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayet anne veya babada olup ta şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa çocuğa bakan, veleyetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Açıklanan nedenlerle davacı anne yanında kalan ve anne tarafından bakılan müşterek çocuk için hakkaniyete uygun bir miktarda iştirak nafakasına hükmolunmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2017 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, iştirak nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir. O halde; iştirak nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir....
Ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası ise, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim, talep bulunmasa dahi, kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir. İştirak nafakasının miktarının nasıl belirleneceği ise TMK’nın “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330. maddesinde; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Bunun yanında iştirak nafakası miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının yıllık ÜFE artış oranına göre dava tarihinden itibaren aylık 39,42 TL artırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz etmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....