"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, boşanma davasında yoksulluk nafakası talep etmediğini, 2 çocuk için 150'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak nafakalarının yetersiz kaldığı, boşanma yüzünden davacının yoksulluğa düştüğünü ileri sürerek, davacı için aylık 730 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, iştirak nafakasının ise 500'er TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/383 Esas, 2017/128 Karar sayılı ilamıyla çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılması, çocuklar yararına aylık 600,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiş, 14/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile nafaka taleplerini aylık 1.200,00'er TL'ye yükselttiklerini, ayrıca her yılın 9. ayında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranlarının otomatikman uygulanarak nafakalar için artırım koşulu belirlenmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş talimatla alınan beyanında velayetlerin anneye verilmesini kabul ettiğini, aylık 300,00'er TL nafaka ödeyebileceğini bildirmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, velayetlerin değiştirilerek davacı anneye verilmesine, çocuklar için daha önce hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılmasına, dava tarihinden geçerli olmak üzere çocuklar yararına aylık 500,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranında paylaştırılmasına, karar verilmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; iştirak nafakasının boşanma davasında protokolle belirlendiğini, emekli maaşı ile geçinmeye çalıştığını ve hakkında birçok icra takibi bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 50 TL arttırılarak aylık 200 TL’ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 03.04.2008 kesinleşme tarihli karar ile boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka attırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Hatice'nin velayetinin kendisine verildiğini, boşanma kararı ile kendisine 200,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak ve yoksulluk nafakasının günün ekonomik koşullarına göre yetersiz kaldığından, yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL’ ye, müşterek çocuğun iştirak nafakasının aylık 250,00 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk Dicle yararına aylık 450,00 TL , müşterek çocuk Ali yararına aylık 400,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iştirak nafakası koşullarının oluşmadığını, kabul yerine geçmemek üzere hükmedilen nafakaların da fahiş olduğunu ileri sürmüştür. GEREKÇE : Dava; İştirak nafakasına ilişkindir. Nafaka takdir edilmek istenen müşterek çocuklar,davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....
Tarafların gerçekleşen sosyol-ekonomik durumlarına, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaç düzeyine, davacı annenin de çalışıyor oluşu ile gelirine, nafakanın niteliği ile önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süreye göre yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarları fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu, davacı annenin de çalışıyor oluşu ile geliri, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre gözetilerek ve TMK'nın ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha az miktarda nafakaya hükmetmek olmalıdır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne,175 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 300 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 175TL iştirak nafakasının 300TL'ye yükseltilmesine karar verilmesi neticesinde;reddedilen yıllık nafaka (farkı) miktarının 1.200 TL olduğu görülmektedir. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren aylık 500 TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava iştirak nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'...
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....