Aile Mahkemesinin 2014/589 Esas, 2016/359 Karar sayılı dosyasında boşanma davası görüldüğünü, davalı erkeğin kusurlu bulunarak boşanmalarına, çocuklar için iştirak nafakasına, kadın için yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, kararın temyiz incelemesi neticesinde davacı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kararın bozulduğunu, mahkemece bozma kararına uyularak 2018/817 Esas, 2018/973 Karar sayılı karar ile kadının usulüne uygun talep edilmeyen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu kararın 25.12.2018 tarihinde kesinleştiğini belirterek davalı erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle davacı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı erkekten alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
O halde mahkemece davacının boşanma davasındaki kusur derecesinin, boşanma kararının kesinleştiği tarih ile yoksulluk nafakasının açıldığı tarihlerde boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmediğinin araştırılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Davada, yukarıda belirtilen hükümler gereğince; davacı taraf davalıdan yoksulluk nafakası isteyebilecektir. Somut olayda, her ne kadar, davacı taraf, boşanma davası dava dilekçesinde, yoksulluk nafakası talep etmemiş ise de, doğmamış bulunan bir haktan feragat mümkün olmadığından, koşulları oluştuğu takdirde, davacının karşı taraftan yoksulluk nafakası talep etmesi mümkündür....
Yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde, boşanmadan önceki yaşam standardının aynıyla sürdürülmesinin sağlanması gerekmez. Nafaka alacaklısının yaşı, eğitim durumu, barınma olanakları, düzenli ve sabit olmasa bile bir miktar geliri olup olmadığı, benzer konumda bir kimsenin normal gereksinimlerine göre olabilecek makul yaşam standardı ile nafaka yükümlüsünün ödeme olanağı birlikte değerlendirilerek; hakkaniyete uygun bir miktar yoksulluk nafakası olarak kararlaştırılmalıdır. Böyle bir değerlendirme yapıldığında; davacı-davalı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası orantısız ve çok fazladır. Hükmün, diğer bölümlerinin onanması; yoksulluk nafakası bakımından bozulması gerektiği düşüncesiyle; değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
Tarafların davalı-karşı davacı lehine yoksulluk nafakası yönünden; Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın ağır kusurludur. O halde davalı-karşı davacı yararına yoksulluk nafakası koşulları gerçekleşmemiştir. Buna göre; dairemizce kabul edilen kusur durumuna göre ilk derece mahkemesinin davalı-karşı davacı kadın lehine TMK.m.175 gereğince yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmediğinden davacı-karşı davalının bu yönden istinaf itirazının kabulüne,davalı-karşı davacının ise istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı-karşı davacının karşı davada hükmedilen önlem nafakası yönünden; Karşı dava ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış önlem nafakası talebine ilişkindir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin asıl davasının kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık olmadığı, bağımsız açılan tedbir nafakası davasında erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, ayrıca erkeğin boşanma davası açarak haksız yere boşanma nedeni oluşturma kusurunu da işlediği, kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarlarının düşük olduğu, kadının manevî tazminat talebinin reddedilmesinin isabetli olduğu, erkeğin birleşen tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan incelemede ise mahkemece önlem nafakası davasında kadın yararına bağlanan nafakanın indirilmesine karar verildiği, indirilen tutarın yıllık bazda hesaplanması neticesinde kararın miktar itibariyle kesin olduğu ancak bağımsız açılan tedbir nafakası dosyasında kadın yararına hükmedilen nafakaya ÜFE oranında artış tatbik edildiği, böylece mahkemece ÜFE oranında artışa yönelik hükmün kaldırılmasının isabetsiz...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2022 NUMARASI : 2021/298 ESAS 2022/522 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası)|Aile Konutu Şerhi Konulması (Çekişmeli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2022 NUMARASI : 2021/298 ESAS 2022/522 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası)|Aile Konutu Şerhi Konulması (Çekişmeli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Tamamen kusurlu eş lehine yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden mahkemece davalı kadının yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kadının reddedilen tedbir nafakası talebi yönünden; Davalı kadın aylık 500,00 TL tedbir nafakası talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince ara karar ile kadının tedbir nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış, nihai karar ile davacı erkeğe yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davalı kadının türü açıklanmaksızın nafaka talebi de reddedildiğinden, tedbir nafakası isteminin de reddedildiğinin kabulü gerekmiştir....
Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....
Önemle belirtilmelidir ki, asgari ücretle çalışılıyor olması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu değildir. Aldığı ücret kendisini yoksulluktan kurtarmayacak ve insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlayamayacak düzeyde olan eş de, diğer koşulları varsa yoksulluk nafakası isteyebilir. O halde, yerel mahkemenin karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, mahkemece hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir. Dosyadaki tüm deliller incelenerek bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme uygun olup, nafaka miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 7.7.2010 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi....