ait takip talebinde 01/01/2020- 01/06/2020 tarihleri arasında toplam 6 ay için tedbir nafakası olan 150 TL yerine 250 TL olan yoksulluk nafakasının talep edildiğini, ayrıca devam eden aylar için de aylık 250'şer TL nafaka talebinde bulunulduğunu, takibin sadece 600 TL'lik tutarının değil, Haziran 2020 tarihinden sonraki bütün nafaka alacaklarının da hatalı olduğunu, 6 aylık 600 TL fazla tutarın kısmen iptalinin ve düzeltilmesi mümkün olsa da devam eden aylara ilişkin hatalı istenen yoksulluk nafakası yerine tedbir nafakası ödenmesi gerektiği şeklinde kısmi iptal ve düzeltme yapılmasının mümkün olmadığını belirterek öncelikle takibin tamamının iptaline, mahkeme aksi kanaatte fazladan talep edilen nafaka miktarı ile her ay muaccel hale gelecek fazla nafakanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
-TL iştirak nafakasına karar verildiği, bu karar tarihinden sonra uzun bir zaman geçtiği, müşterek çocukların ihtiyaçlarının arttığı, verilen nafaka ile geçiminin zorlaştığı bu sebeplerle nafakanın artırılmasına karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın yoksulluk nafakası talebine bakıldığında boşanma kararının 11/09/2018 tarihinde kesinleştiği, davacı yanın bu kesinleşmeden bir yıl geçtikten sonra yoksulluk nafakası talep ettiği görülmüş olup yoksulluk nafakası talebi yönünden kesinleşmeden itibaren 1 yıllık süre geçmesi nedeniyle bu talebin reddine karar vermek gerekmiş, davanın kısmen kabulü ile Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/206 E 2018/285 K sayılı kararı ile hükmedilen her çocuk için 250,00.-TL aylık iştirak nafakası miktarının 250,00.-TL daha artırılarak dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00.-TL ye çıkarılarak toplamda 2.000,00....
(TMK. nun 329/1.maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331.maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır....
(kadın) tarafından, kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı (...) tarafından ise, nafaka davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki belgelerden, ... kadının adli yardım talebinin şartlarının oluştuğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 336/3. maddesi gereğince, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. 2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kendisi yoksulluk halinde bulunan tarafın iştirak nafakasından sorumlu tutulamayacağının tabii bulunmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaharetten yararlanması sebebiyle başlangıçta temyiz eden...'...
İlk Derece Mahkemesine erkeğin, iştirak nafakasının ayrı ayrı 250,00'şer TL'ye indirilmesi talebi kabul edilmiş, davalı kadın lehine bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi reddedilip yoksulluk nafakası 250,00 TL'ye indirilmiştir. Davacı erkek yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması gerektiği gerekçesiyle hükmü istinaf etmiş olup, erkeğin reddedilen talebi aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasından ibarettir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı erkek vekili istinafa konu yerel mahkeme kararını sadece yoksulluk nafakası yönünden istinaf etmiştir....
Somut olayda, taraflar arasında görülen boşanma davasında davalı kadının ev hanımı olduğu, davacının ise makinist olması nedeniyle protokol hükümleri gereğince 1000,00 TL yoksulluk, 1998 ve 2004 doğumlu küçükler için ise 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın kesinleştiği, bu davadan sonra davalının işten çıkartılması nedeniyle açılan nafakanın kaldırılması davası sonucunda yoksulluk nafakası 700,00 TL'ye ve iştirak nafakası ise 300,00'er TL'ye indirildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu dava sırasında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucunda, davacının memuriyetten çıkarılma işlemine karşı idare mahkemesinde açtığı dava sonucunda, davacının mahkeme kararı ile işe iadesine ve biriken maaşlarının da ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 75'er TL den 100'er TL'ye artırılmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin ise reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından; taraflar arasında görülen boşanma davasının 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı kadına 100 TL, müşterek çocuklar 2005 doğumlu Gamze ile 1999 doğumlu Kübra'ya 50'şer TL iştirak nafakasına karar verildiği, daha sonra 24.05.2012 tarihinde açılan nafakanın artırılması davası sonucunda ise, iştirak nafakasının 50'şer TL'den 75'er TL'ye artırıldığı, yoksulluk nafakası artırılması talebinin ise reddine karar verildiği, bu davanın ise 09.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda; davacı kadının ev hanımı olduğu, babasının evinde kaldığı, davalının ise emekli olduğu, 1.050 TL aldığı, evli olduğu tespit edilmiştir....
Yoksulluk nafakası, istemde bulunan eşin yoksulluğunu giderecek, yani zaruri geçim ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olmalıdır ve hakim de, yoksulluk nafakası miktarını tayinde, nafaka isteminde bulunan eşin ihtiyaçlarıyla, nafaka ödeyecek eşin kendi giderlerini ve mali gücünü gözönünde tutmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, kirada oturduğu ve lise mezunu olduğu, davalının emekli olup, halen kendisine ait muayenehanede diş hekimliği yaptığı, 350 TL kira geliri olduğu belirtilmiş ise de, davalının emekli maaşına ve çalıştığı muayenehaneden elde ettiği gelire ilişkin mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, davalının aldığı emekli maaşı ve muayenesinden elde ettiği gelir araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
aylığının aylık 1.400,00- TL olduğunu, bunun 1.300,00- TL'sini nafaka olarak davalıya ödediğini, nafaka borcundan dolayı müvekkilinin maaşına bloke konulduğunu, müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, müşterek çocuklar yönünden daha önce hükmedilmiş olan iştirak nafakalarının aylık 100,00- TL'ye indirilmesini, davalı için daha önce hükmedilmiş olan yoksulluk nafakasının aylık 100,00- TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir....
Sayılı boşanma dosyasında 27.05.2010 tarihli ara kararı ile müşterek çocuklar lehine dava tarihi olan 15.09.2009 tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 100.00'er TL ve davalı ... lehine aylık 100,00TL tedbir nafakasının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm ile de; 27.05.2010 tarihinde hükmedilen tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına karar kesinleştikten sonra 75'er TL iştirak, 100 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş, karar; 28.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra davalı kadın tarafından 31.08.2012 tarihinde açılan dava ile yoksulluk nafakası 150 TL'ye, iştirak nafakaları 100'er TL'ye arttırılmıştır. Dosya arasında bulunan davaya konu...... sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; 2.700TL 27.05.2010 tarihli birikmiş nafaka ve 27.05.2010-01.06.2015 arası faizi ile 4.750 TL 28.01.2010 tarihli birikmiş nafaka ve 28.01.2011-01.06.2015 arası birikmiş faizi olmak üzere toplam 10.525,41 TL'nin talep edildiği anlaşılmıştır....