Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ..’in yayınladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.- Dosya kapsamından, tarafların 20.11.2009 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı için aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık altı yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olduğu, geliri olmadığı, davalının ise işçi olup, aylık 1.273.50 TL gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Davalı tarafından istinaf edilen yoksulluk nafakası yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri beşbinsekizyüzseksen Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Eldeki davada bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00 TL' dir. Karar tarihi itibarıyla arttırımı kabul edilen nafaka miktarı yıllık 5.880,00 TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle, dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu talebin reddi doğru görülmemiştir....
Davalı duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, her ne kadar Medikal şirketi var ise de, şirketinin iflas aşamasında olduğunu, almış olduğu nafaka dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, 2 çocuğunun olduğunu beyan etmiştir. Mahkeme; davalı lehine takdir edilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi cihetine gitmiştir. TMK.nun 176.maddesi uyarınca yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın kaldırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/635 Esas sayılı yargılama dosyasında; davacı ... tarafından, ... aleyhine açılan aylık 1.000,00 TL istemli yoksulluk nafakası davasında; davalı ...'...
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih (aylık 75 TL olan yoksulluk nafakası, 27.11.2001 tarihinde açılan, 22.06.2004 tarihinde karara bağlanan ve 06.01.2005 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile takdir edilmiştir) gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile az miktarda yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/05/2015 NUMARASI : 2014/1277-2015/690 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davalının boşanma kararından sonra çalışmaya başladığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava edilmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davalının çalışmaya başladığı ve gelir elde etmesi karşılığında yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne, yoksulluk nafakasını dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, yıllık ÜFE artış oranı, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, nazara alındığında mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası tutarı yüksektir. O halde, TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı ve TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dilekçeler aşaması bittikten sonra davacı 30.01.2018 tarihli dilekçe ile tazminatların miktarını belirterek velayet, tedbir iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. TMK m.169 kapsamındaki tedbir nafakası ve iştirak nafakası her zaman talep edilebiliniyor ise de, yoksulluk nafakasını dilekçeler aşamasında serbestçe, diğer yargılama saflarında ise ancak karşı tarafın muvafakat ile istenebilecektir.(6100 sayılı HMK nın 7251 sayılı kanunu 15 maddesi ile değişik 141/1 maddesi). Bu bakımdan davacının yoksulluk nafakasına ilişkin talebi süresinde değildir. Mahkemenin yoksulluk nafakası ile ilgili kararı usule uygundur. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı uygundur....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacıya bağlanan aylık 120,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 07.12.2012 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL' ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından,;tarafların 22/11/2012 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 350 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık iki yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olduğu ve geliri bulunmadığı, 250 TL kira ödediği ,davalının ise DSİ memur olup, aylık 2.300,00 TL maaş aldığı ,550 TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....