(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; Tarafların 03.03.2009 tarihli kararla boşandıklarını, davacı müvekkili lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığını; ancak, bu nafaka miktarının günün ekonomik koşullarına göre müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılayamadığını ileri sürerek; yoksulluk nafakası miktarının artırılarak aylık 500 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dul-yetim aylığı aldığını, aldığı 200 TL nafaka ile birlikte durumunun, müvekkilinden daha iyi olduğunu belirterek; haksız ve kötü niyetli açılmış olan davanın reddini istemiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacı ... için aylık 200 TL nafaka takdirine bu nafakanın davanın açıldığı tarihten itibaren başlamak üzere hüküm kesinleşene kadar tedbir hükmün kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı ... için aylık 200 TL nafaka takdirine bu nafakanın davanın açıldığı tarihten itibaren başlamak üzere hüküm kesinleşene kadar tedbir hükmün kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'...
Yoksulluk nafakasının arttırılmasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının kızı ile birlikte büfe işlettiği, aylık 1000 TL gelirinin olduğu, kızı ile birlikte oğluna ait evde yaşadığı; davalının ise, emekli olduğu aynı zamanda pazarda sebze sattığı, aylık 1300 TL gelirinin olduğu, kendisine ait evde kaldığı, üzerine kayıtlı motosikletinin olduğu tespit edilmiştir. Davada tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu da ileri sürülmemiştir. ./.....
Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 20.04.2021 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile belirlendiği, İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakasının artırım talebinin kadının çalışıyor olması ve gelir elde talebin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmıştır....
Aile Mahkemesinin 30/10/2018 tarih ve 2018/540 Esas 2018/616 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve gerekçeli kararda da maddi manevi tazminat, iştirak-yoksulluk nafakası adı altında herhangi bir hükmün bulunmadığını, davacının da bu karara itiraz etmediğini ceza evinde bulunduğunu ve 9 yıl hapis cezası aldığını, başka davalarının da bulunduğunu, 30 yıl ceza evinde kalma ihtimalinin olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının boşanma davasında nafaka talep etmediğini, hür iradesi ile yoksulluk nafakası talep etmediğini bildirmesi nedeni ile davacının yoksulluk nafakasına yönelik talebinin reddine, müşterek çocuklar yönünden ise çocukların yaşı, eğitim masrafları ve hakkaniyet ölçüsü dikkate alınarak 250'şer TL'den toplam 500 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verildiği görüldü....
Kural olarak boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası kararının kesinleşme tarihi ile eldeki artırım davasının açıldığı 05.04.2010 tarihine kadar aradan geçen süre gözetilerek, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜIK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranı nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda artırıma karar verilmesi gerekir. Mahkemece, davalı erkek aleyhine dava tarihi olan 05.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 350,00 TL yoksulluk nafakası, 250,00 TL Aybüke yararına, 50,00 TL ise Ayşegül yararına iştirak nafakası olmak üzere toplam 650,00 TL nafaka belirlenerek, nafakalara her yıl TEFE oranında artış yapılmasına karar verilmiş olup, 31.12.2009 tarih ve 27449 sayılı resmi gazetede yayınlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararına göre 16 yaşını doldurmuş işçiler için asgari ücret davanın açıldığı tarih itibariyle net 576,56 TL’dir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde ; tarafların .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/817 Esas ve 2002/968 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını,söz konusu karar ile davacı lehine aylık 50,00 TL yoksulluk nafakası,müşterek çocuk 1998 doğumlu Adeviye için 40.00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 750 TL'ye;iştirak nafakasının müşterek çocuk için 750 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı ,davaya cevap vermemiş,duruşmada davanın reddini istemiştir....
Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Açıklanan nedenlerle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu kanaatine varıldığından davalı tarafın istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
davacı kadın ve müşterek çocuk lehine hükmolunan yoksulluk- iştirak nafaka miktarları az bulunduğundan kaldırılarak artırılması yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....