Mahkemece, eğitimine devam eden davacının maddi olarak yardıma ihtiyacı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne; Davacı tarafından 2014-2015 öğretim yılı okul ücreti olarak ödenen 13.837,50 TL ve yurt ücreti olarak ödenen 5.500,00 TL olmak üzere toplam 19.337,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Dava tarihinden itibaren aylık 500 TL yardım nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında nafaka davasının; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir....
nafakası alma yasal şartlarının ortadan kalkmadığı, davacı birleşen davalının ekonomik durumunda yardım nafakasının kaldırılmasını ya da azaltılmasını gerektirir nitelikte olumsuz bir değişimin de olmadığı, akademik kariyer açısından doktora eğitimi gören oğlunun geçimine ve giderlerine malî gücü oranında katılması gerektiği, yardım nafakasının 2010 yılında beri ödendiği, birleşen davacının yurt dışında Melbourne Araştırma bursu kazandığı ve aylık 2261.46 AUD yaklaşık 15.698.00 TL aylık burs aldığı ayrıca davacı birleşen davalı tarafından ödenen yardım nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan tüfe oranında mevcut ekonomik koşullar dahilinde her yıl kendiliğinden güncellendiği ve artırıldığı, mahkemece nafakanın arttırılmasını gerektirir kanunun aradığı yasal şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle esas ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Ancak; mahiyeti itibarı ile istenilen nafaka yardım nafakasıdır. Somut olayda mahkemece 02.03.2013 tarihli tensip zaptı ile davacı için 400,00 TL tedbir nafakası takdir edilmiş, hükümde belirlenen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren 600,00 TL'ye çıkarılarak yardım nafakası adı altında davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece; talep edilen nafaka hakkında farklı kararlar verilmek suretiyle gerek nafaka miktarının takdirinde, gerekse de hükmün infazında çelişki yaratacak şekilde karar oluşturulmuştur....
Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir....
Somut olayda; davacı taraf, reşit olduğunu ve halen eğitimine devam ettiğini belirterek, davalı baba tarafından ödemeye devam olunan iştirak nafakanın yetersiz kalmasından dolayı artırılarak hükmolunmasını talep etmiş ise de, dosya muhteviyatına ve dava dilekçesindeki olayların açıklamasına göre davadaki istem; iştirak nafakasının artırılması talebi olarak değil, üniversite eğitimine devam eden davacının eğitimini sürdürebilmek için davalı babasından TMK.nun 328. 364. maddeleri uyarınca talep etmiş olduğu yardım nafakası istemi olarak kabul edilmelidir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. Buna göre, mahkemece; davanın yardım nafakası davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....
Davalı tarafından aylık gelirinin 1.350,00 TL olup başka geliri olmadığından davanın öncelikle reddine, kabul edilmemesi halinde nafakanın indirilmesini, ayrıca dava tarihinden itibaren biriken nafakayı ödeme imkanı bulunmadığından birikin nafakanın kaldırılmasını, resen araştırılacak nedenlerle kararın kaldırılmasını belirterek kararın kaldırılması için istinaf yoluna başvurulmuştur. GEREKÇE :Dava; Kurum tarafından istenilen yardım nafakası niteliğindedir. TMK'nun 366. md.sinde; "Korunmaya muhtaç kişilerin bakımı, bununla yükümlü kurumlar tarafından sağlanır. Bu kurumlar, yaptıkları masrafları nafaka yükümlüsü hısımlardan isteyebilirler" düzenlemesi bulunmaktadır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 250 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler (TMK m.328/2). Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür (TMK m.364/1)....
Mahkemece; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmak sureti ile davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 350 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; reşit kız çocuğunun üniversite eğitimini devam ettirebilmek için davalı babasına karşı açtığı yardım nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir. TMK.'nun 328.maddesinde; anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; 2009 yılından itibaren aylık 400,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının 1.000,00 TL'ye çıkarılması talep edilmiş; mahkemece nafakanın aylık 600,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir . Dosya içeriğinden; davacının 17.11.1992 doğumlu olup, eldeki artırım davasını vekili aracılığı ile 13.02.2012 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Her nekadar mahkemece talep; iştirak nafakasının artırılması istemi olarak değerlendirilmiş ise de; dava niteliği itibari ile yardım nafakası talebine ilişkindir....