nın 364/1.maddesinde de; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'nın 365/2 maddesinde ise; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun, 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NAZIMİYE ASLİYE (AİLE) HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2014 NUMARASI : 2014/3-2014/138 Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesi ile; aylık 300.00 TL yardım nafakası ödediğini,davalının okulunu bitiremediğini,amacının nafaka almak olduğunu,davacının çalışabileceğini; ancak, gece hayatı olduğunu belirterek; yardım nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; öğreniminin devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, yasa maddesinde sayılı kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Ne varki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda, davalı baba Astsubay olup, aylık 3.070 TL gelire sahiptir. O halde mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı çalışan anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha yüksek nafakaya hükmetmek olmalıdır....
Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. 28/11/1956 tarih ve 15E-15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....
GEREKÇE: Dava ve birleşen dava; yardım nafakası isteğine ilişkindir. Mahkemece, her bir davalı aleyhine ayrı ayrı yardım nafakasına hükmolunduğundan davalılar yönünden mahkeme kararının kesinlik sınırının belirlenmesinde her bir davalı aleyhine hükmedilen nafaka miktarı dikkate alınır. Davacı taraf kararı istinaf etmediğinden davacının talep miktarının davalının istinafının değerlendirilmesinde bir önemi bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). İstinaf konusu eldeki kararda, kararı istinaf eden davalı Ahmet aleyhine hükmedilen yardım nafakası miktarı aylık 600,00 TL olup, bu nafakanın yıllık toplam miktarı 7.200,00 TL olmakla 8.000,00 TL'yi geçmemektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi tarafından ;" davanın kısmen kabulü ile dava tarihi olan 14.01.2020 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" ilişkin hüküm kurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarının yetersizliği yönünde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarının yüksek olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler (TMK m.328/2). Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür (TMK m.364/1)....
Ancak; mahiyeti itibarı ile istenilen nafaka yardım nafakasıdır. Somut olayda mahkemece 02.03.2013 tarihli tensip zaptı ile davacı için 400,00 TL tedbir nafakası takdir edilmiş, hükümde belirlenen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren 600,00 TL'ye çıkarılarak yardım nafakası adı altında davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece; talep edilen nafaka hakkında farklı kararlar verilmek suretiyle gerek nafaka miktarının takdirinde, gerekse de hükmün infazında çelişki yaratacak şekilde karar oluşturulmuştur....
Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür (TMK m.364/1). Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2020 NUMARASI : 2020/147 ESAS, 2020/379 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; kendisinin Akondroplazi engelli biri olduğunu, ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasının yasak olduğunu, babası olan davalının memur emeklisi olduğunu, kendisinin ise işsiz ve bakıma muhtaç olduğunu belirterek babasının emekli maaşından tarafına 500,00- TL. iştiak nafakası ödenmesine karar verilmesini, mahkeme masraflarının davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
(TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların baba kız oldukları, davacının Karabük Üniversitesi Safranbolu Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojileri öğrencisi olduğu, çalışmadığı, davalının ise dış cephe ustası olup , 1.100 TL aylık maaşı olduğu,kira ödemediği, .../...'da 1 adet mesken nitelikli taşınmazı bulunduğu anlaşılmaktadır....