Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan nafaka davasının asıl amacının müvekkilini cezalandırılmak olduğu, müşterek çocukların bakımının davacının annesi tarafından yapıldığı, müvekkilinin henüz atamasının yapılmadığını, yeni işe başladığını, davacının ise 7.000 TL geliri olduğu, müvekkilinin çocukların bakım ve masrafları ile ilgilenmek istediği, fakat geçiminin zor olmasından dolayı davacı tarafından talep edilen nafakaya itiraz ettiği, yine müvekkilinin KYK'ya kredi borcu olduğu, bunun yanısıra kira vesair giderlerinin de yüksek miktarda olduğunu beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dosya kapsamında sunulan dekontlardan 06.04.2018, 02.05.2018, 04.06.2018, 04.03.2019, 06.03.2019, 07.03.2019, 12.03.2019, 14.03.2019 tarihinde yapılan ödemeler haricinde müvekkilinin hesabına gönderilen paraların nafaka borcuna ilişkin olmadığını, belirtilen tarihlerdeki ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğunun açıkça belirtilmişken, diğer dekontlarda gönderilen paranın nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair herhangi bir açıklama bulunmadığını, ödemelerin aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelmediğini, davacının aylık nafaka borcunun 3.500,00 TL olduğu dikkate alındığında davacı tarafından düzensiz bir şekilde değişik tarihlerde birçok kere müvekkilinin hesabına gönderilen tutarların aylık nafaka miktarına denk gelmediğini, ancak İDM tarafından müvekkilin hesaplarına yapılan nafaka bedeli açıklamalı ve açıklamasız ödemelerin tamamının nafaka ödemesi olarak kabul edildiğini, ödemelerin nafaka borcuna ilişkin...

Yargıtayın önceki uygulamalarında sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu aranırken, içtihat değişikliğine gidilerek, ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, nafaka borcundan mahsubu gerekeceği ilkesi benimsenmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, takip öncesine ait yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği ilkesi kabul edilmeye başlanılmıştır. Aksi halin kabulü, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....

    Oysa, sözü edilen içtihatta; "borçlunun birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi bir takım ödemeler yaptığı ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabulü gerektiği" vurgulanmaktadır. Somut olayda ise, davacı (borçlunun) yaptığı ödemeler raporda da açıkça belirtildiği gibi nafaka dışında, kredi kartı borcu ile özel okul ücreti, yemek ve servis giderlerine ilişkin bulunmaktadır....

      TMK.nun 331.maddesinde “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmü getirilmiştir.Taraflar arasındaki nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülükler anlaşmalı boşanma sonucu anlaşma ile belirlense dahi sonraki zamanlarda nafaka borçlusunun sosyal ve ekonomik durumunda öncekine nispeten önemli ölçüde, elinde olmayan nedenlerle ve iradesi dışında herhangi bir değişiklik olması, bu değişiklik neticesinde nafaka borçlusu yönünden mevcut nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesi çekilmez bir hal alması durumunda, hakkaniyetin gerektirdiği ölçülerde, mevcut nafaka ve nafaka ile ilgili yükümlülükler şartlara göre uyarlanabilir veya bir miktar indirim yapılabilir.Somut olayda ise; davalı annenin sosyal ve ekonomik durumu ile gelir ve malvarlığının tam olarak tespiti yapılmadan, davacı babanın ise boşanma sırasında ve şimdiki gelir ve malvarlığı da tam olarak araştırılıp tespit edilip varsa sosyal ve ekonomik durumunda...

        Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı borçlu tarafından davalı alacaklının yardım nafakası davasındaki vekiline ve PTT aracılığıyla yaptığı ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği, nafaka karar tarihinden önce yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği ve nafaka borcu bulunup bulunmadığı noktasındadır. HMK'nın 367/2. maddesi gereğince, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar keşinleşmeden takip konusu edilemez ise de nafaya ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için kesinleşmeleri gerekmez. Ayrıca nafaka verilmesine ilişkin bir hükmün temyiz edilmesi ilamın icrasını durdurmayacağı gibi Yargıtay, (teminat karşılığında bile) nafaka ilamının icrasının durdurulmasına karar veremez. (İİK. m. 36, IV). (B.Kuru.İcra İflas Hukuku El Kitabı Ocak 2006, İstanbul, sh.791) Aksi durumun kabulü ise nafakanın nevi ve ihdas sebebi ile bağdaşmayacaktır. (Y. 8 HD. 12/01/2015 tarih, 2014/3017 E. 2015/114 K.)...

        Artırılan aylık toplam 260 TL nafaka, ilam karar tarihi olan 11.02.2013 tarihinde doğmuş olup, borçlu tarafından nafaka artırım karar tarihinden önce fazla ödendiği belirtilen tutarların artırılan nafaka miktarına mahsup edilemeyeceği kuşkusuzdur. Zira bu durum Mahkemenin de kabulündedir. Ancak, artırım kararından önceki aylık toplam 440 TL nafaka alacağı için borçlu tarafça yapılmış nafaka ödemesi varsa bu ödemelerin mahsubu gerekir. O halde; Mahkemece, 2012 yılının 10,11 ve 12. ayları için borçlunun bankaya artırım öncesi ilama göre ödemede bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak varsa bu ödemelerin de mahsubu gerektiği düşünülerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeyle varılan sonuç hatalıdır. Öte yandan, takip tarihinde reşit olan müşterek çocuk...için takip tarihinden sonra nafaka talep edilemeyeceğinden icra emrinin bu yönden de düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken bu hususun da göz ardı edilmiş olması da doğru değildir....

          Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....

            İcra Müdürlüğünün 2012/5986 sayılı takip dosyası ile birikmiş nafaka ve 2016 Mart-Nisan-Mayıs- Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım ve Aralık aylarına ait nafaka borcunu ödemediğinden dolayı şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, bu haliyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Nafaka borcunu ödememe eyleminde suç tarihi, şikayetin gerçekleştiği tarihten geriye doğru bir aylık nafaka alacağının muaccel olduğu tarih olup, şikayetçi vekilinin 03.01.2017 tarihli şikayet dilekçesinde, birikmiş nafaka borcu yanında “2016 yılı Aralık ayına” ait cari nafaka alacağının ödenmemesi nedeniyle de şikayette bulunulduğu...

              İcra Müdürlüğü' nün 2021/11786 E. sayılı dosyasından ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin, boşanma kararı sonrasında düzenli olarak, nafaka miktarını karşılayacak şekilde, nafaka yerine geçmek üzere, yaptığı bu ödemeler karşısında davalının, müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, müvekkilinin nafaka yerine geçmek üzere yaptığı ödemelerin nafaka borcuna sayılacağının güncel Yargıtay içtihatları ile kabul gördüğünü, nafaka yükümlülüğü sonrasında nafaka yükümlüsünce nafaka miktarını karşılar ve düzenli şekilde yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsup edileceğinin kabul edildiğini, Yargıtay' ın güncel içtihatlarının bu doğrultuda şekillendiğini beyan ederek, İstanbul 22. İcra Müdürlüğü' nün 2021/11786 E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, İstanbul 22....

              UYAP Entegrasyonu