Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın yargılama sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir. Davalı (kadın)'ın tedbir nafakası alma ihtiyacının ortadan kalkacağı tarihe kadar devam ettirilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece,"Yoksulluk nafakasının kaldırılması hususunda davacı tarafça vazgeçme beyanı verildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,iştirak nafakasının kaldırılması hususunda velayetin değiştirilmesiyle nafaka yasa gereği kalkmış olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına , velayetin fiilen el değiştirilmesinden sonra fazladan ödenmiş olduğu tespit edilen 5.779,52 tl nin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,davacının istirdadını talep ettiği miktarı davalı tarafa ödemekte olduğu yoksulluk nafakasından mahsubuna ilişkin talebinin alacakların ve borcu nevi itibarıyla mahsup şartları oluşmadığından reddine," karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava, iştirak nafakasının ve yoksulluk nafakasının kaldırılması ;fiilen...
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılması talepli karşı davaya yönelik davalı/karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yoksulluk nafakasının artırımı talepli asıl davaya yönelik temyiz edilen hükmün davalı/karşı davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/09/2014 NUMARASI : 2014/244-2014/644 Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması birleşen davada yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı ve birleşen davada davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda yeniden davalının sosyal ekonomik durum araştırması yapılarak ilk kararda belirlenen nafakadan çok daha az miktar nafaka tayini yoluna gidilmişse de, hükmedilen nafaka miktarı hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Zira, mahkemece, bozma ilamı öncesi davalının kolluk vasıtası ile tespit edilen sosyal ekonomik durumu ile bozma sonrası tespit edilen durumu arasında esaslı bir farklılık bulunmadığı anlaşılmış olmasına karşın, mahkemece, tedbir nafakasının niteliği de göz önüne alınmaksızın, ilk hükmedilen nafaka miktarından bu kadar fazla indirim yapılması hakkaniyete uygun değildir. Daha uygun bir nafakaya hükmedilmek üzere, kararın bozulması gerekmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; aylık 300,00 TL olarak ödenmekte olan yoksulluk nafakasının 100,00 TL artırılarak aylık 400.00 TL'ye çıkartılması, karşı davada ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir.Mahkemece, davalı erkeğin asgari ücretle çalıştığı, davalı baba yanında kalan müşterek çocuğun üniversite öğrencisi olduğu gerekçeleri ile davacı (karşı davalı) kadının yoksulluk nafakasının yükseltilmesine ilişkin talebinin reddine, davalının (karşı davacı) yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı (k. davalı) kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yoksulluk nafakasına hükmedildikten sonra nafakanın kaldırılmasına ancak Türk Medeni Kanununun 176....
Aile Mahkemesinin 2017/1025 Esas 2019/303 Karar sayılı ilamıyla davacı T1 için takdir edilen 6.000,00- TL. tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren 9.000,00- TL. arttırılarak belirlenen güncel 15.000,00- TL. tedbir nafakasının her ay düzenli olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, daha öncesinde hükmedilmiş ve ödenmiş nafaka olması halinde tahsilde tekerrürlük teşkil etmemesine, aynı mahkeme ilamında müşterek çocuk için takdir edilen 3.500,00- TL. tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren 3.000,00- TL. arttırılarak belirlenen güncel 6.500,00- TL. tedbir nafakasının her ay düzenli olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, daha öncesinde hükmedilmiş ve ödenmiş nafaka olması halinde tahsilde tekerrürlük teşkil etmemesine karar verilmiştir....
Davacı müşterek çocuğu için nafaka talep etmiştir. Davacı, ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlayamasa dahi, yanında bulunan müşterek çocuk için nafaka talep edebilir. Somut olayda; boşanma davası 10.07.2013 tarihinde açılmış, 18.12.2013 tarihinde karara bağlanmış ve 25.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Çocuk için tedbir nafakası davası 31.03.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanma dosyasında, müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Müşterek çocuk lehine boşanma davasında hükmolunan tedbir nafakası, kararın kesinleşmesi ile sona ermiştir. Bu halde; müşterek çocuk lehine, boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren, boşanma davasında hükmedilen nafaka ile mükerrerlik oluşturmayacak şekilde tedbir nafakası talep edilebilir....
"...kesinleşmemiş olduğu..." şeklindeki açıklama ile de sabit olduğunu, kesinleşen nafaka hükmünün olmaması dolayısıyla tedbir nafakasının tahsili için Yargıtay Kararları uyarınca da ilamsız takip başlatılmasının zorunlu olduğunu, boşanma kararı yönünden kesinleşme söz konusu olup takip konusu tedbir nafakası yönünden kesinleşmiş bir bir ilam söz konusu olmadığı ve İstanbul 21....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “yoksulluk nafakasının kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 5. Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.10.2014 tarihli ve 2014/463 E., 2014/771 K. sayılı karar, davalının temyizi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 29.09.2015 tarihli ve 2015/11821 E., 2015/14632 K. sayılı kararı ile: “...Davacı dava dilekçesinde, davalı ile 2008 yılında boşandıklarını, davalıya tüm mal varlığını hibe ettiğini, çalışamadığını belirterek davalıya verilen 500 TL yoksulluk nafakasının iptali ile kendisine 2.500 TL yoksulluk nafakasının bağlanmasını ve davalıya nafaka borcu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı cevabında, davacının avukat olduğunu boşanma sırasında protokole bağlı olarak taşınmazlarını verdiğini, ancak kiralarının davalı tarafından alındığını beyan etmiştir....