Bu nedenle davacı kadın eşin yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Eşlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı olan bakım, barınma, koruma ve gözetme yükümlükleri sürekli yinelenen yükümlülüklerden olup, önceden feragat edilmiş olsa bile tedbir nafakası sonradan istenebilir. Davacı kadın eş, ön incelemede tedbir nafakası istemediğini beyan etmiş, daha sonra 22.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tedbir nafakası talep etmiştir. Bu durumda mahkemece 22.05.2014 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren hükmedilmesi de doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka miktarları ile manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde kendisi için 400.00 TL. tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiştir. Yargılama sırasında 6.11.2009 tarihinde talep ettiği yoksulluk nafaka miktarını 500.00 TL' ye çıkarmış olması sonuç doğurmaz.Davacının talebinin aşılarak 500.00 TL....
Mahkemece; "Her ne kadar boşanma davasından sonra da yoksulluk nafakası istenebilir ise de bu ancak davanın reddini isteyen taraf için geçerli olacağı; karşı dava açarak boşanmayı isteyen ve bu davadan tedbir nafakası da talep eden davacının boşanma kararı verildikten sonra artık bu karara dayanarak yoksulluk nafakası isteyemeyeceği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle" davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK'nun 175. maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz" hükmüne amirdir. TMK'nun 175. maddesine dayalı yoksulluk nafakası, boşanma davası içinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken veya sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava şeklinde de istenebilir....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, davacı ... ile davalı ... arasında görülmekte olan boşanma davasının 02/12/2015 tarihli ara kararı ile müşterek çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedildiği, akabinde 01/06/2016 tarihli ara karar ile mükerrer nafaka ödenmesinin engellenmesi bakımından müşterek çocuklar açısından bağlanan tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda nafaka alacağının dayanağını oluşturan Kilis Aile Mahkemesinin 2015/109 esas sayılı dosyasının boşanma ile sonuçlandığı ve davacı ...’e dava süresinde tedbir nafakası, hüküm kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olmak üzere nafaka bağlanmasına ilişkin Kilis Aile Mahkemesinin 09/11/2016 tarihli ve 2015/109 Esas, 2016/480 sayılı kararının kesinleştiği, benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 8....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, davalı kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı ..., 15.10.2015 tarihli dilekçesiyle tedbir-yoksulluk nafakaları, maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün kadın yararına takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatlar yönünden bozulması gerekmiştir....
Mahkemece;tarafların ayrı yaşamasında her iki tarafında eşit kusurlu olduğu,davacı tarafın ayrı yaşamada haklılığını tek başına davalının kusurlu eylemlerinden kaynaklandığını ispat edemediği belirterek davacının kendisine ilişkin tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş,müşterek çocuk Naime için talep ettiği tedbir nafakası talebinin kabulü ile çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davası ile bağımsız olarak açılan "tedbir nafakası" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, bağımsız açılan nafaka davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde...
Somut olayda, takip konusu 14.06.2007 tarihli tedbir nafakası ilamında, dava tarihi 28.08.2006'dan itibaren nafakanın tahsiline karar verildiği, faize ilişkin bir hükmün bulunmadığı, bu ilamdan sonra açılan dava sonunda Mahkemece tarafların boşanmalarına ve 200,00 TL yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği 22.06.2009'dan itibaren tahsiline karar verildiği, (2....
Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi üe Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4- İlk derece mahkemesince verilen ara karar ile davacı-davalı kadın yararına aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmolunmuş ve karara karşı davacı-davalı kadın tarafından, diğer sebeplerin yanında, nafaka miktarlarından sadece iştirak nafakasının miktarı ve davalı-davacı erkek tarafından, diğer sebeplerin yanında, nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bu durumda, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı erkek için usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir. Bu itibarla, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvuran erkek aleyhine, usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde, aylık 400 TL olan tedbir nafaka miktarının aylık 500 TL.'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 500 TL tedbir nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk Gülsüm hakkındaki nafaka talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile 7 yıldır ayrı yaşadıklarını, halen emekli olup aylık 1.500 TL emekli aylığı dışında başkaca bir geliri bulunmadığını, kirada ikamet ettiğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle öncelikle mahkemece takdir edilen nafakanın kaldırılmasına, bu talep yerinde görülmediği takdirde nafaka miktarının indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, TMK 197 maddesi uyarınca tedbir nafakası talebine ilişkindir....