"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının kızı olduğunu, ancak davalının kızına yardım etmediğini, en son müvekkili için 30/12/2010 tarihinde nafaka arttırım davası açıldığını, nafaka miktarının 400,00 TL den 470,00 TL ye çıkarıldığını, müvekkilinin ..... Üniversitesinde öğrenim görmeye başladığını, masraflarının arttığını, bu nedenle 470,00 TL olan yardım nafakasının aylık 1.200,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
tarafından yapılan incelemenin sonucunun da beklenmesinin gerektiği, zira davacı tarafça sunulan ve nafaka ödemesinin elden alındığı ve artık nafaka talep edilmeyeceğinin belirtildiği belgenin gerçek olup olmadığının bu dosya açısından önemli olduğu, bu aşamada davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin yasal dayanağı bulunduğu da anlaşılmakla ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine" gerekçesi ile; "Davalı tarafın İHTİYATİ TEDBİRE YAPMIŞ OLDUĞU İTİRAZIN REDDİNE" karar verilmiştir....
Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. 18....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece takdir edilen nafaka miktarının az olması yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, hakkaniyete uygun miktarda nafaka miktarının arttırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödemek durumunda kaldığı borçlar nedeniyle yardıma muhtaç halde olduğunu, müvekkili hakkında hacizler ve icra dosyaları olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (Türk Medeni Kanun madde 186/son). Nafaka isteyen eşin ekonomik durumunun, nafaka talep edilen eşten daha iyi olması veya nafaka isteyen eşin çalışması nafaka talep edilen eşi tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz....
Asliye Hukuk Mahkemesinin Aile Mahkemesi sıfatıyla verdiği 15.03.2016 tarihli, 2015/731 E., 2016/133 K. sayılı kararı ile; tarafların 19.06.2012 tarihinde boşandıkları, icra takibinin 23.12.2013 tarihinde başlatıldığı, velâyeti kendisine verilen annenin çocuğunu özel okula göndermeye devam ettiği ve boşanma tarihinden sonra yaklaşık bir buçuk yıl nafaka talebinde bulunmadığı, özel okul ve servis ödemelerinin nafaka borcuna mahsuben yapılmasına muvafakat ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumun aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, davacının takip tarihi itibariyle nafaka borcunun çok daha üzerinde ödeme yaptığı, ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile ödenen miktar nisbetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabul edilmesi gerektiği, zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlakî bir ödeme olduğunu kabul etmenin hak kaybına neden olacağı, yine zorunlu olsa dahi, nafaka borcunun da nitelik itibarıyla temelde...
Yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip talep üzerine dosyanın gönderildiği Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin Aile Mahkemesi sıfatıyla verdiği 15.03.2016 tarihli, 2015/731 E., 2016/133 K. sayılı kararı ile; tarafların 19.06.2012 tarihinde boşandıkları, icra takibinin 23.12.2013 tarihinde başlatıldığı, velâyeti kendisine verilen annenin çocuğunu özel okula göndermeye devam ettiği ve boşanma tarihinden sonra yaklaşık bir buçuk yıl nafaka talebinde bulunmadığı, özel okul ve servis ödemelerinin nafaka borcuna mahsuben yapılmasına muvafakat ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumun aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, davacının takip tarihi itibariyle nafaka borcunun çok daha üzerinde ödeme yaptığı, ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile ödenen miktar nisbetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabul edilmesi gerektiği, zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlakî bir ödeme olduğunu kabul etmenin...
İcra Müdürlüğünün 2010/1366 sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçluya tebliğ edilen icra emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olup, aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, icra emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağının adi alacak hükmünde olduğu ve ödenmemesinin nafaka borcunu ödememe eylemini oluşturmayacağı gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Nafaka yükümlülüğüne aykırı davranma suçunun oluşabilmesi için, icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerekmektedir. Somut olayda borçlu hakkında .../......
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 150,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, TMK'nun 197/2. maddesine dayanan tedbir nafakası talebine ilişkindir.TMK'nın 197/2. maddesine göre birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyor ise hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır.Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken düşük miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Yüksek Yargıtay’ın yerleşen uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin tamamen davalı tarafa yükletileceği, kabul-ret oranı dikkate alınarak bir paylaştırma yapılamayacağı, ancak ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 17/11/2017 tarih, 2017/15777 esas, 2017/16106 karar, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 20/03/2018 tarih, 2018/1927 esas, 2018/2724 karar, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 24/09/2018 tarih, 2018/4516 esas, 2018/8904 karar sayılı ilamları) Açıklanan gerekçe ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM A)1- Davacının istinaf isteminin KABULÜ ile Ankara 20....